inanılmaz derece de salaklıklarla yorum getirilen olaydır.
adam diyor ki; zamanında putlara da tanrı deniyordu. yunanlıların zeus una da tanrı deniyordu. şimdi adama gerizekalı desen, ayıp. montofol desen; anlamaz. aptal desen, hakarete girer. cahil desen; kabul etmez.
putlara sen tanrı diyordun, arap ilah diyordu, ingiliz god diyordu. putperest kendi tanrısına zaten misal hubal diyordu, yunan zeus diyordu.
senin gibi arapça kırması türkçeyle anlatayım istersen; yunanlıların allahı zeustu, putperestlerin allahı hubaldı.
yani sen türkçe de allah terimiyle karşılaşmadan evvel bütün dinlerin allahlarını tanrı diye tanımladıysan bu allah ismine özel isimlik seviyesi kazandırmıyor. veya bu allah lafzının türkçesinin motomot tanrı olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
adam çıkıyor diyor ki; tanrı tapılacak şey manasında kullanılmıştır. senin mana anlayışına belirli mantık seviyesine sahip 10 yaşındaki bebe kıçıyla güler. yaradan sıfatıdır tanrıyı tanrı yapan.
ha sen allah de, tanrı deme gene. ben de 10 defasının 9nda allah derim. çünkü dil alışmış. ama böyle saçma sapan hurafeler edinme kendine.
o kadar örneklendirmeye rağmen anlamayacak olan salakların varlığı tüylerimi tellendiriyor. şöyle bir örnek vermek istiyorum; rainforest diye bir terim var. ne demek? yağmur ormanı demek. şimdi biz bütün ormanlara orman diyoruz; onun adı rainforest mı? allah ın gerizekalı kulu? türkçeye çevirdiğinde yağmur ormanı di mi? özel bir isim değil.
yok. sanırım bu mevzuyu anlamamakta direnenlerin zeka seviyesine göre anlatamayacağım ben bunu. anlayan anlamış olsun, anlamayanlar da zaten anlasa da olur, anlamasa da bir şey eksilmez. oksijenimizi paylaşıyoruz o kadar. bir şey olmaz.