-Seyfi abi,abiiiii,alooo kime söylüyorum ya?
-hah ne, ne var, noldu Hayri? Söyle bakiyim.
-Abi bak şu vapur denilen zamazingodan ekmek atıyolar seni de çağırdım nasiplen Ramazan hayrına diye
-Eyvallah koçum, zaten Richard Bachın yazdığı o kitap da *doğru dürüst telif getirmedi aileye, iftarı zor açıyoruz elde avuçta ne varsa sattık valla, birinci kalite çatı yuvası mı dersin,yoksa cilalı gaga mı dersin aklına ne gelirse artık....
-Yapma yaaaa, Allah kurtarsın abi.Aha bak şu büyük parçayı sen al o zaman abi
-hangi parça lan Hayri?
-Abi şu?
-Hangisi oğlum?
-Ohoooo Seyfi abi sen iyice yaşlanmışın ya, koskoca ekmeği göremiyon
-Kusura bakma evladım, daha dün şerefsiz balığın biri atladı üstüme denize doğru dalışa geçmişken ben, o ara parçaladı tabi i.ne...
-Hmmm... tabi tabi anladım ben seni Seyfi abi, sen hiç yaşlanmazsın zaten.
-Valla ondan değil lan mal balığın yüzünden
-iyi öyle olsun bakalım
-ya iyi de bunun üstünde susamı az be Hayri? Sen de bi işe yarıycan kırk yılın başı,verdiğin simite bak...
-Bak Seyfi abi sinirleniyorum artık valla, büyüğümsün dedim dedim ama artık burama geldi. Şey bulup şeylisini arıyosun resmen, sktr git bi çay koy ya...*