"evet arkadaşlar," diye tahtaya kalkan öğrencimiz, eline aldığı tebeşiri beş ila on dakika boyunca bırakmaz. tahtaya yazar da yazar. yazdıkları yanlış olsa dahi kendinden o denli emindir ki, öğretmenin "dur, yanlış yazdın," demesini bile takmadan yazmaya devam eder. öğretmen, hatasını düzeltmezse "yanlış yaptın," demeye devam eder ve öğrencimiz de "ama nasıl ya?.." diye uzayıp giden bir savunmaya geçer. her ayrıntıyı en ince detayına kadar anlatır da anlatır. sıralarına oturmuş tahtayı, daha doğrusu hareketlerinden dolayı onu izleyen öğrenciler "biz salak mıyız? anlamadık sanki." gibi replikler sarfeder.
anlatacakları bittikten sonra bu bilmiş öğrencimiz; "Anladınız mı arkadaşlar?" diye sınıfa bağırır. kimse bu işkenceye daha fazla devam etmek istemediğinden "anladık, anladık..." diye geçiştirirler.
edit: burda gıcık olan şey, öğrencimizin tek amacının bilmişlik taslıyor olmasıdır. doğru veya yanlış yazması umrunda değildir.