bir delinin günlüğü

entry129 galeri video2
    69.
  1. bu sabah pencereden baktım, evvvet.. beklediğim turuncu gemi sahile yanaşmıştı, dört senedir beklediğim rüyalarımda gördüğüm, gemi buydu işte. peki niye beklemiştim ki bu gemiyi ? hemen kendime bir yalan uydurabilirim şu an... hayır uyduramadım. peki sebep bulamamam bu gemiyi aslında beklememem gerektiği anlamına mı gelir ?
    normal hayatta, bir sürü, aslında amaçsız beklentimi, ele güne açıklayabilmek için tonla sebep uydurabiliyorum. niye ? çünkü normal görünmem için uydurmam lazım ? yoksa delinin teneke bağlamışı yaftasını hemen yapıştırıverirler. bazen spontane yalanlar çok daha inandırıcıdır. ihtiyacın, zorunluluğun getirdiği yalanlar daima daha ikna edicidir. daha önce kurgulanan yalanların pratikte inandırıcı olduğunu hiç görmedim. bu da hayat döngüsünün kurallarından zaten, spontane olarak önce kendini, sonra etrafını kandırma şartı.
    gel gelelim turuncu gemiye neden beklememem gerektiğine ; her olayda sebep sonuç ilişkisinin olma şartı bu dünyayı çekilmez yapan temel kanundur. tanrıyı tanrı yapan şey, sebep sonuç ilişkisinin dışında olmasıdır, zaman ötesi olmasıdır. zaman tanrının, insana takdir ettiği en büyük lanettir. tanrının olması için, hala bir doğuşunun olması gerekliliğini tartışanlar işte bunu kavrayamayan embesiller ne yazık ki. turuncu gemiyi bekliyorum çünkü: beni karayiplere tatile götürecek gemi odur dersem bir anda neden beklediğim mana kazanıyor, ilginç. kader kavramı da tanrının olaylara bizim gibi bakmamasının en büyük kanıtıdır. tanrının bakışında: bir olayın sonucunu görebilmek için ilk önce olayın gerçekleşmesi gerekmiyor.tanrının bir şeyi manaya kavuşturması için; sebep sonuç ilişkisi kurması gerekmiyor kısaca. onda ki öyle bir görüş özelliği işte. çünkü o bu yüzden tanrı.
    insanın temelde mutsuzluk sebebi işte budur dostlar, sebep-sonuç ilişkisine tabi olması. insan yaratıcısını bile kıskanan iflah olmaz bir varlıktır kısacası.
    0 ...