hala aşk var mı

entry63 galeri video2
    33.
  1. Hani küskünlüğünü bir uçurumdan attığın çaresizliklerin vardı.
    Sanki hiç olmamışlardı
    Olmayacaklardı...
    Hayat hep toz pembesi bir çiçek gibi,
    Sevgilinin saçlarına taktığın kırmızı bir gülden ibaretti.
    Bir sabah o uyanmadan kalkıp
    Kahvaltısına bir çiçek koyabilmek için
    Çiçekçinin olmadığı bir terk edilmişlikte
    Bir çiçek aramaktı mutluluk...
    Bir evin bahçesinden aşırdığın bir öpücük dolusu çiçeği
    Kaçarcasına sunabilmekti sevgiliye aşk.

    Düş kahvesi gözlerinin ışıltısı tükenmemişti daha.
    Sahipsiz kalamayacak kadar senindi,
    Kimseye bağışlayamayacağın kadar meftundun.
    Perdesini aralayamadığın bilinmezleri yoktu
    Ya da öyle sandın.
    Kalp atışlarında
    Bilinmez adımların çarpıntıları kirletmemişti izlerini!
    Yolcusu olduğun tutkunda,
    Kalp kırıklarına müsebbip can kırıkları
    Dolanmamıştı ayaklarına
    Elvedaları düşünemeyecek kadar meşguldü kalbin
    Yorgundu ayakların
    Müptelasıydı kolların.
    Ne gitmekti istediğin,
    Ne de kalmaktı kokusunu es geçerek...

    Zaman hep acımasız.
    Besleyerek büyüttüğün kutsalını
    inleterek can çekiştirecek kadar da vurdumduymaz.
    iki yana düşerken kolları
    Yoksunluklarına hüzün katacak kadar da arsız...
    Şefkatini ellere bağışladığı yarınlarında
    Kalp kırıkların tek kalanın.
    Yaşamak ağrısına indirgeyemediğin haykırışlarında
    isyanların hep yüreğinle yoldaş.
    Sağlam kalanından bir "sen" daha yaratmak vardı ama
    Bir "ben" dahi kalamamıştın.
    Şimdi talihsiz adımlar çıkmazın ürkütür yarınını.
    Bir "sen" olamadın
    Bir "ben" kalamadın.
    Bunca şeye rağmen söyle ey arsız yürek!
    "Hala aşk var mı"...

    24.04.2009
    20:23
    Uğur Yaman
    0 ...