yarım numara küçük alınan, böylece halı sahada topa daha iyi vurulacağı düşünülen ayakkabının, yarım numarayı ayaktan kazanmasıdır. hayatımda yaşadığım en kötü anlardan biridir sevgili sözlük. başımadan geçen olaya gelelim de tam olsun.
üniversite 2. sınıf, elektronik ve bilgisayar mühendisliklerinin kendi arasında düzenleyeceği turnuva haberi ile şenlendi. amatör futbol hayatı ve o hayatında şampiyonlukları olan ben, bir arkadaşımı daha alarak; tanıdığımız bildiğimiz arkadaşlardan bir 7 kurduk. maçlardan önce bir hırs bir hırs, tutmayın beni. 15 gün kala her akşam 8 km koşuyorum, yetmiyor yurtta mekikler çekiyorum ( salakmışım ). turnuvaya az zaman kala gittim, trabzon'da (bkz: uzun sokak)'da nike mağazasının kapısını çaldım. girdim içeri, ve (bkz: nike total 90) ayakkabılarımı, satıcının da "abi yarım numara küçük olsun, ayağı daha iyi sarar daha iyi vurursun topa gazları eşliğinde, 43 numara olan ayağıma 42,5 numara aldım. ilk haftanın sonunda benim sol ayağımın arkasında su toplanması başladı. öbür hafta başında da su toplanan alan patladı. arkadaşlarımı yalnız bırakmamak adına değil!!! futboldan kopmamak adına ben maçlara devam ediyorum. ancak artık mazoşistim. maçtan yarım saat önce ilgili alan acı yapmasın diye, üzerine kolonyağı dökülmüş selpak ile kapatıyor; selpağın ilk değdiği andan itibaren yaklaşık olarak 30 saniye horon ve de hoptek koltürüne katkılar sunuyorum. canlı doku tamamen öldükten sonra da konçumu giyiyor ( selpak hala orada ) maçıma gidiyorum.