yaz bitti

entry54 galeri
    28.
  1. algın bir kırlangıçtı annem

    uçmayı öğretmedi bize

    yaz bitti;



    yaz bitti;Kendine dönük bir bıçağı

    bileyerek bitti yaz;Usulca soldu iskele



    üşüyen sulara bıraktım bedenimi

    dedim ki aşk, bir kez daha

    fırlatıp kıyıya attı dudağımdaki tuzu emerek

    sessizce yalvararak içine çekti sonra.



    Ah! Bir deniz kızı olsam

    bir mercan ada

    mavi bir yelkenli



    kimseler anlayamıyacak bu ilişkinin

    bende çoğalttığı kederi



    Her sabah nar ağacından öten bülbülü anlattım ona

    sözcüklerimi sorgulayan kül rengi kuşunu akşamüstlerinin

    asmanın bu yıl üzüm vermediğini anlattım

    dalgaları dinlediğim geceleri, herkesten gizli.



    Kumsalı avuçlayıp okyanusu tanıdığımı anlattım

    bir denizatıyla yaşadığım düşünsel serüveni

    güneşin tenimde nasıl dolaştığını ve unutturduğunu yalnızlığımı

    dağların ucuna konup konup kalkan bulutu anlattım



    O bana ne ölüm oruçlarında kalan ömrümü sordu, ne kirli savaşı

    ne de askere alınan oğluma getirdi sözü

    erken inen bir yaz gibisin dedi yalnızca

    sıcak saçlarındaki siyahı solduracak

    ve tuttuğun yas yakışacak yüzüne;



    Yaz bitti, dedi, oturduğu taştan hafifçe doğrularak

    günlerdir bize yol gösteren ezgi

    göçmen bir kuşun kanadında Kumsal

    sensizliği yaşamaya başladı çoktan



    Yaz bitti, dedi, incecik dildi domatesleri beyaz tabağa

    peynir ve yeşil biber ve mavi bir hüzün

    uzakta, çok uzakta ağlarınıatan balıkçılar

    ve gözyaşının yalnızlık olduğu dünya.



    Yaz bitti, dedi, az önce yaktığı ateşte ısıttı ekmekler

    bir çağ kapandı sanki;Ürperen akşam

    suskunluk olup kondu dudaklarına

    yaz bitti, dedi, kalbim seninle çarparken yaz yaz bitti;



    O gece ağlarını onardı balıkçılar

    sarı ışığında fenerlerin

    teknelerini yıkayıp parlattılar

    sandalcılar yakamozlar astı küreklerine



    hep birlikte açık denizlere gittiler

    silmek için çapalarına dolanan pası.



    O gece bir bekleyişti ömrümüz

    uzun , sakin, umutla berkitilmiş.

    Dağ koyaklarından getirilmiş ,taze

    sütleri içtik ve eski ağılların

    çıngırak seslerini doldurduk ceplerimize.



    Çıkıp geldi Homeros, yorgun

    ak bir ihtiyar, dayanmış asasına

    aşkı ne yaptınız diye sordu

    hangi küle kardınız günlük kokulu aşkı.



    Yanıt bile beklemeden yürüyüp gitti.



    Baktık ki ayak izlerinde ay

    öpüşüp duruyor denizle.



    Sen yokken, denizin başladığı yerden doğardı güneş

    kumları yıkardı, gümüş oyuncaklar salardı suya.

    Dağlara çekilirdi sonra ve rüzgar

    susam ve sakız kokularını karıştırırdı birbirine.



    Çocuklar uyurdu serin uykularda, lacivert bir dinginlikti akşam

    kıyıda ateşler yakmazdım, bir şiir sokulmazdı düşüncelerime

    rastgele derdim balıkçılara, sabrınız bol, ağlarınız dolu olsun

    yalnızlık kardeşimdi hüzün nehir yatağındaki zakkum.



    Şimdi ben, düşlerimde balığa çıkıyorum her gece

    her gece bir sardunya sararıp düşüyor, her yolcu

    yüreğimi ağrıtıyor biraz. Bir kırlangıç sesimi tırmalıyor durmadan

    yaz bitti, diyor, kalbim seninle çarparken bitti yaz;



    Günün ilk sesi, gecenin son iç çekişiydi

    sevgiden doğmuştu aydınlık, harlı ateşten sıcacık kül.

    Dağ gerindi, asfalt anımsadı uzun bir yol olduğunu

    usulca sallandı tekneler, gözlerini açtı orman

    bir saklı liman usulca çıktı yeryüzüne



    Ötede Hadrianus parlak giysilerinden soyunuk

    kılıçsız, kalkansız, bir kemerdi herkesin unuttuğu



    Yaz bitti, dedi. Tarihte, tanrıların geri çekildiği

    insanın tek başına direndiği o benzersiz an;ı yakala

    yüreğinle tut zamanın en masum saatini.



    Az sonra Roma;ya yerleşecek yoksul isa

    ilk mermi fırlayacak kovanından

    ilk kan, bir destan gibi sunulacak

    ve okşanacak bir altınla barbarlığımız.



    Yaz bitti, dedi, kalbim seninle çarparken bitti yaz;

    Ötede Hadrianus, kırallığını aşmış bir bilici

    barışın titrek ışıklarına bakarak

    gözleri açık gitti ölüme ve yaz bitti;





    Anladıkve acıdan kır düştü saçlarımıza

    denizin üstünde kalkan tülsü bulutu örtündü köy

    korsanların kutsal tapınağına çevirdi yüzünü

    yıkılan seralardan, bozulan meyve bahçelerinden

    yükselen ağıtı duymadı hiç.


    yaz bitti; kendine dönük bir bıçağı

    bileyerek bitti yaz;usulca soldu iskele



    Kıyıdan el salladık beyaz bir gemiye

    gemi gülümsedi. Ne top atışı, ne bir bayrak, ne isim

    anladık bir dosta veda ettiğimizi..

    (bkz: zerrin taşpınar)
    0 ...