zihnimin başkentinde barındırdığım misantropik fikirlerin katlanarak büyümesine sebep olan, kaçışların, arayışların sonucunda hüsran ve hüzünün çıkmasıyla açtığım kapıların gıcırdayarak kapandığını hissettiren bir film olmuştur.
detaylı bilgi vermek** istemem. izleyiniz mutlaka.
keşfetmelisiniz kendinizi ve yaşamın mutluluğa çıkan yollarını*.
soru işaretlerinin gözleri nemledirebildiği filmlerden biri.
ekleme; jon krakauer'in kaleme almış olduğu, christopher johnson mccandless'ın nam-ı değer -süper berduş-un trajik öyküsünü anlatan kitap Sean penn'in yönetmiş olduğu filmde yer almayan bir çok ayrıntıyı aktarıyor ve bazı soru işaretlerini siliyor. Kitap Chris'in ölümünden kısa bir süre sonra yazarın yaptığı kapsamlı araştırmaların ürünü; belgelerle, söyleşilerle temellenmiş bir çalışma. kendisi de dağcı ve doğa aşığı/maceracı bir tip olan yazar Chris'in serüveni ve benliğiyle empati kurmaya çalışıp, tarihte benzer şekilde yaşanmış olaylarla ilişkiler kurarak konuya farklı açılardan yaklaşmış. mccandless ve hikayesi hakkında olumsuz, karalayıcı yorumlara gereken açıklayıcı cevapları vermiş. tek olumsuz yanı olarak bahsi geçen fotoğraflara ve belgelerin resimlerine yer verilse daha iyi olurmuş gibi.*
filmini 5 kere izlemiş ve her seferinde aynı heyecanı ve duyguyu tatmış biri olarak kitabı da merakla ve duygulanarak okudum. ve bu esnada eddie vedder'ın muhteşem film müzikleri(the music of intor the wild) de bana eşlik etti.