the lovely bones

entry37 galeri
    10.
  1. sözlüklerden asla film eleştirisi okunmaması gerektiğini kanıtlayan bir film. şöyle diyeyim; bu filme "çok kötü bilmem kaç dakkam boşa gitti" diyen adamın allah belasını versin. sizin yorumunuzu okuyup da bu filmi geç izlediğim için allah beni de kahretsin.

    --spoiler--

    şahane bir film. bugüne kadar hep seri katilleri izledik. seri katiller birilerini öldürürken bazen sevindik, bazen acıdık. ama hiçbir zaman bir seri katilin kurbanını izlemedik. onun gidişinin ardından ailesinin nasıl perişan olduğunu da izlemedik. seri katilleri hep bize "dahi puştlar, hepsinin öldürmek için nedeni var" diye tanıttılar. hatta bazı insanlar, bazı seri katilleri idol olarak aldı.

    ama gerçek bu kadar tek boyutlu ve yüzeysel değil. seri katiller için konuşmuyorum yalnızca. herhangi bir insan öldüğünde, onun arkasından perişan olan ailelerin durumu asla yansıtılmadı. bizi ilgilendirek tek şey katilin neden katil olduğu ve kaç kişiyi daha öldürdüğüydü. bu film biraz uyanmamızı sağlamıştır diye düşünüyorum.

    film ayrıca çok farklı bir ukteyi de sunuyor bize. "ulen ölsem arkamdan kimler üzülür acaba" sorusunu da soruyor film içinde. küçük kız ölüyor ve izlemeye başlıyor. kim, onun için ne kadar çabalıyor. kim ona aslında aşıktı. kim onun gidişinden bu kadar etkilendi. aslında hepimizin en çok istediği cevaplardan biridir bu. ölsem kim umursar?

    --spoiler--

    fazla da uzatmak istemiyorum. şahane bir film. tek bir dakikanız bile boşa gitmiyor.

    bu filmde anlamadığım tek bir şey var: filmin bütçesi 100 milyon dolarmış sanırım. bu 100 milyon dolar nereye harcandı? filmde görsel efektler çok yoğun kullanılmadı. yalnızca cennetten, toplamı 20 dakikayı geçmeyecek sahneler aktarılmış. eğer sırf o efektler 100 milyon dolar ediyorsa, iyi vurgun yapmış görselciler ne diyelim.
    3 ...