bazende yakinlar uzak olur. yaklasma sansin hic yok gibi gelir. bir adim daha atsan sahip olduklarindan da olacagini dusunursun, yada yaklasinca o seni sevmez diye korktugun icin uzaksindir. bazende reddedilme kaygisi olabilir. yada belli etmek istesen de o senin onu sevebilecegini hic aklindan bile gecirmiyor olabilir. ve bunun sebebi her zaman sendeki eksiklikler olmayabilir. mesela o zaman zaman etrafindaki kisilere ve sana hep senin ne kadar guzel, tatli, iyi kalpli ve akilli oldugunu soyluyor ve yureginin yaglarini eritiyordur. tabi o bunlari dusunsun diye sen saat 10daki derse 5 dk. otendeki okula gitmek icin 7.30 da hazirlanmaya basliyor, dakikalarca kafandan sirinlik temrinleri yapiyor, yapamadigi en basit odevlerini editliyorsundur. ve ona olan askin yuzunden kimse onun gibi gozukmuyordur gozune, ondan baska kimseyi hayatinda istemediginden kimseyle cikmazsin ama o bunu sadece akillilik ve kendini kullandirmamak gibi degerlendirir. sonucta senin haline aciyan bir arkadasin ikinizin belki cok mutlu olabileceginden, ortak yanlarinizdan hedeflerinizden falan soz eder ve o kalkip senin icin o kiz bana asla bakmaz, piknik tupu modeli bir adamla ne isi var, ben kendimi malamat etmem manasinda laflar etmistir. duyduklarinin hepsine sadece uzulmussundur ama o kimseyi begenmiyor beni mi begenicek demesine ayrica kirilirsin da. senin icin ortulu bir dille kibirli demistir. yakinlasma sansin hic yoktur, cunku o siz olabileceginize inanmaz. sende sabahlara kadar oturup bogazin dugum dugum ola ola, gogsunun ustunde biri oturuyor gibi hissederek sozlukte takilirsin. iste bu uzaktan sevmektir.