türkiye tarafından acilen uygulanması gereken girişimci tipidir.
ülke pek çok malını dışarıdan ithal ediyor. enerjiyi ithalat kaleminden çıkartsak bile bu durum gene değişmiyor.
ithal edilen sanayinin ana girdileri vardır. mesela plastik hammadde çeşitleri, kaliteli çelik vb.
bu alanlara hiç bir girişimci el atamamaktadır çünkü büyük sermaye gerekldir ayrıca büyük dünya tekelleriyle rakabet edememekten korkmaktadırlar.
olay şu devletin içinde memur olarak çalışan özalvari adam çok. yani bilgili ve işinin ehli.
bu insanları bilgili oldukları konularda ithalatı bitirecek işletmeler kurmaları için görevlendireceksin. ama işe siyaset bulaştırmayacaksın. tek otorite serbest piyasa şartları olacak.
vereceksin sermayesini, kuracak fabrikasını pazar zaten var.
işçinin en ucuzunu çalıştıracak. girdilerinin en ucuzunu piyasa şartlarında temin edecek.
milletvekili telefon acıp şu adamı işe al dediğinde ihtiyacım yok diyebilecek.
en kaliteliyi en ucuza üretmeye calışıp ithalata gerek bırakmayacak.
başarılı olduğunda da primini verceksin.
devletin bu iş için her sene 2-3 milyar gibi bir para ayırması çok büyük bir ekonomik hareketlilik sağlar ayrıca dışarıya giden döviz içeride kalır.
2-3 milyar artık türkiye için çerez parasıdır. 2-3 milyara her sene 10 tane baba işletme kurarsın. ekonomiye katkısı ise 8-10 milyar olur.
ha devletçilik değil bu sadece teşvik gibi bişey. fabrika kar etmeye, piyasada yer yapmaya başlayınca, ver ilan çek elini devlet olarak o işten.
olmaz diyorsan da yeni öneri getir. bişeyler yap.
bu ülke şahlanmayı seven insanların ülkesi.
bu ülke gerçek ihtiyaçlarını tüketmeli. daha çok et yemeli, daha iyi arabalata binmeli, daha çok gezmeli. ve de bunları kendi üretmelidir.
hakkatten yapmamak komiktir. düşünsene et mesela. müşterisi hazır ama pahalı. neden pahalı üretim az. e kardeşim koyun beslemek, sonra bunları entegre tesislerde işleyip 30 lira olan eti 10 liraya satsatmak çok mu zor.
yatır bak hayvancılığa bir milyar. nasıl düşüyor et fiyatı 10 liraya.