salıncak

entry43 galeri video3
    10.
  1. el kadar çocukluk hatırası. iki ip ve bir tahta parçasını sallayan bir rüzgarın fısıltısı. kelimelerini sallayan dokunaklı ve kanlı cümleler yatmış biraz onun üstüne. mastar halindesin ya gelişinden habersizim, gidişin simsiyah asilce durur kapının boşluğunda. yağmur altında heba olan damlacıkları saydım ben hep, yatmadan cama vurdum başımı. yaşadığımız herhangi bir şehir işte. sen gelince, gıcırdayan salıncak iplerinde elinin izleri ''kocaman bir hayır'' şeklinde yazılı durmuş. hatırlar mısın, 18 saniyelik turuncu vedalarla sallandık bu kahverengi salıncakta. ''gerekmek''ten nefret edişin ve bir altıncı his sendeki salıncağın ipleri.
    yarım kalan iki sigara paketine bakış açın hep özlemek bilirim. bir de sınırların olmayışından bu sonsuz sallantı.

    an'ı anımsamak aslında yaşamak. ''sonra sıra sende yine sende sende...hep sen sallan.'' binmek istersem söylerim sana, şimdi sen sallan. sen güneşe uzat ayaklarını, sıra bana gelince yıldızlara süreyim ben. sen rüzgara okşat saçlarını, ben düşen tellerini toplayayım. kızıl heyecanlarla vur ayaklarını yere durmamak için, ben dağılan kumlardan şarkılar yazayım sana. sen yavaçşa sorular sor ki -bazen hızlan- ben ölümsüz bir an'a tabi cevaplar vereyim. yazmak gelirse içinden dağılmaktan korkma, ben salıncakta kaparım gözlerimi...

    iki ip ve bir tahta parçası elimizde. güneş batmış ama ay vurmuş yüzümüze.şimdi sallanma sırası bende, iner misin?
    0 ...