hadi gelin size birazcık kernel amadeus'tan bahsedeyim.
hani camdan süzülen dumanların bir genzi yakamayacak kadar yalancı olduğu hayatınızda yer etmiş bir gerçeklikten yani. feylezoflar mahallesinde kafası allak-bullak olmuş çocuklar gibi kalmayın diye.
siz sırt üstü düşmüş yerde duran elli iki kağıda kahrederken, düzenbaz kumarcıların hilelerine gülüp geçen bir adamdan bahsedeyim.
kimsiniz? alt yapınız ne ki benden momentumun koruma kanunu'na dair bilgiler bekliyorsunuz? sokağa salsam evcil karıncalarımın üstüne basar ezersiniz hepiniz.
ben size tuzunuz kurursa, cesediniz gırtlağına kadar pisliğe batar demedim mi?
episode 1 istiklal marşı okunurken anlamsızca ayağa kalkmak
hangi biriniz her pazartesi ve cuma istiklal marşı okurken soğukta bekletildiğiniz için küfür etmedi okul müdürüne? ve kısık sesle okuduğunuz için üç kere üst üste tekrar etmek zorunda kalmadınız ulusal marşımızı?
ve dürtmediniz arkadan birbirinizi, gülmediniz, alay etmediniz değerlerinizle?
yapılan hakaretler ayakta yapılınca saygıya mı dönüşüyor yoksa?
ben sizin "bu ne lan her seferinde put gibi ayağa mı kalkalım" deyip de, gönülsüzce ve aylakça ağır adımlarla dikelip sonra da burada kahramanlık nidaları attığınız iç sesinizim.
ki ben okul müdürüme hiç küfür etmedim...
geçen hafta açmış olduğum başlıklardan bir kısmı. cızırdayarak susan bozuk gramafon gibi terane yapmayın da cevap verin bakalım bana,
neden din üzerine eleştirel açıklamalar yapmadınız hiçbiriniz? ve siyaset & din ilişkisine dair küçük bir yorum. resmi tarih-türk tipi demokrasiye dair niçin verdiklerimle yetindiniz hepiniz?
çok mu güveniyordunuz bana?