ahhh o eski yıllar. sokaklarda top oynayıp haylazlık yaptığımız, eriğe daldığımız, kediye kız kaçıran attığımız, kurbağaların dötüne torpil soktuğumuz, okuldan arta kalan zamanlarda dışarılarda sürterken, susam sokağı başlayınca kendimizi televizyon karşısında bulduğumuz, yapılacak bir sürü fırlamalığın olduğu o çocukluk yıllarını hatırladıkça aklıma gelen bir cümle bu...
şimdi sokaklar bomboş. çocuklar odalarına kapanıp bilgisayarla uğraşıyor. dünya kirlendi. belki de biz kirlettik. eskiden karı kız götürüp, sağdan soldan büyüklerin arabasını çaldığımız zamanlarda şimdi bir çocuk sözlüğe yazar oluyor. osbir çekmek için koşa koşa eve gelip çılgın bediş'in başlamasını bekleyen o masum dimağlar yerini canlı orgy partilerine bıraktı artık.
aşklar da kirlendi. eski aşıklar kalmadı. artık elvan gazozu kokmuyor tenimiz. pahalı parfümler deliyor burun direklerimizi. her şeyimiz hesaplı. içten pazarlıklı. ilişkiler taktik savaşına döndü. "sen beni seversen ben de sana aşık olabilirim." diyor gözlerimiz sadece. hiçbir şeyden tatmin olamıyoruz. hep elde ettiğimizden daha fazlasını düşlüyoruz, istiyoruz, çabalıyoruz. asalakça yaşıyoruz boyumuzdan büyük hayallerle.
rahmetli dedemin 12. yaş günümde aldığı mızıkayı üflemeye çalışırım bazen. hiçbir ses onun sesi kadar duygu ve sevinç yüklü gelmez bana. geçmişten kalan ve kirlenmeyen tek şey o sanki. biliyorum asla eskisi gibi olmayacak. ama bu kirli dünyada bile ufacık mutlulukları dev yapan yürekler var hala. umudumuzu kaybetmeyelim.