büyük iftiralara maruz kalmış ulu önderimiz. neler oluyor bilemiyorum inanın ki. ne isteniyor bizlerden? bu ülkeden? cumhuriyetimizin kurucusundan? kendi sözlüğümüz deyip benimsediğimiz uludağ'da bile öyle acımasız şeyler yazılmış ki başlığına akıl alır gibi değil...
iki saattir bakmaya çalışıyorum. okurken durdum, sustum, sonra devam edip koltukta debelendim. atamızın birini astırıp aynı akşam eğlendiği söyleniyor. yuh. vallahi de billahi de pes. kenan evren bile yapmadı bunu. aynı iddiayı ortaya atan yazar başka bir entrysinde, tayyip erdoğan'a "başbakanımız" demiş mesela. ikisi çok ayrı şeyler mi? yoksa erdoğan'a "başbakanımız" diyenin söylediklerine değer verilmez mi bilemedim. çok karışık bi durum.
anılarında, "benim elime diken batmaz, acımaz" diyerek bir çocuğun başını okşayan atamızın, annesinin cenazesine gitmediği söyleniyor... sivas kongresi'nde amerikan mandası yönünde oy kullandığından tutun, ingilizlerin değil mustafa kemal'den korkmak, bizzat kendileri onu atamak istediğine dair bir sürü iddia var. tam bağımsızlık denilince akla ilk gelen önderimizin, başka ülkelerin himayesinde yaşamayı tercih ettiği söyleniyor açık açık.
ciddi olmadıklarını düşünüyorum. eğer tüm yazılanlar doğruysa, hiç bir şey eskisi gibi olmaz. bir müdahale şart bu tür yazılara. gerçek atatürk'ü uludağ sözlük'ten öğrenmek isteyen bir çocuk, vefasız, sevgisiz, acımasız biriyle karşılaşacak. beyni yıkanacak bir şekilde. duyarsız kalmamak lazım. elimizden geldiğince gerçek atatürk'ü anlatalım.