imdb'ye girip arama kutucuğuna "the messenger" yazdığınızda 1'den fazla filmi göstermesine karşın, son olan filmi ilk sıraya koymuşlar ve hoş olmuş açıkçası diyerek kısa bir ön söz yazayım ve asıl söyleyeceklerime geleyim: film'de benim tanıdığım tek adam - onu da halen bile severek izlediğim izledikçe kahkaha attığım muhteşem dizide oynadığından tanıyorum- Woody Harrelson yaşlandıkça daha kötü bir tipe sahip olmuş. daha doğrusu ben gençliğini biliyorum ya bunun yaşlanınca gözüm tutmadı. amma film için cuk oturmuş açıkçası. Best Performance by an Actor in a Supporting Role dalında akedemi ödülünü alacağını tahmin ediyorum. belki de erken konuşuyorum ama şu ana kadar gördüğüm en iyi performanslardan biri beni böyle konuşmaya itiyor. ne yapalım, kader utansın.
gelelim filme, açıkçası hep göz ardı edilen bir konudan bahsetmişler ki bu hakketen çok iyi olmuş. ne peki o bilinmesine rağmen yok sayılan hikaye? efendim; kendi ülkemizden örnek verirsek bizde terör nedeniyle askerlerimiz şehit oluyor ve ordu bunu ailelerine ulaştırıyor. işte o acı haberi ulaştıran askerlerin gözünden bir hoolywood filmi. eh tabi amerika medeni ülke yok bik bik bik bizimkiler gibi zırlamazlar falan demeyin; daha kötüsünü yaşıyorlar. bizimkiler çok daha iyiymiş efendim; en azından bizdeki aileler o askerlere sarılıp kendi çocuklarını arıyorlarken onlar... yok yok söylemeyeyim, siz izleyin.
neyse, daha fazla uzatmadan kesinlikle tavsiye ediyorum, izleyiniz.