"bir toplumun geri kalmışlığının yegane sebebi bireylerin, kıçındaki fişlerdir." diyordu bir çok bilmiş...
heh işte böyle birşey bu ve benzer kıyaslamalar da nihayetinde. şimdi karşı başlık olarak birisi (bkz: komünistler vs şirinler) tadında birşeyler yazar ve ortalık şenlenir... sonra yazılır-çizilir ve "faşistler saldırıyor" olur sonra adı...
toplum hayatı önce boka batar...
"allah" diyen "yobaz" olur...
"vatan" diyen "faşist" olur...
"kürt" diyen "terörist" ve "emek" diyen de "komünist"...
hepinizin kıçında benzer etiketlerden birer tane var gençler. ben mi? hepsinden vardır kıçımda ve anlatmayı becerebildiğim oranda da kabul görür her birisi ayrı ayrı...
erich fromm, bir kitabında diyordu ki "her insanın içindeki kendini gerçekleştirmektir yaşamının amacı. bu kadarını beceremeyenler de bir şeyde saplı kalır ve içinde geliştiremediği kendisini, körü körüne inandıkları ile gerçekleştirmeye çalışır. ne yaptığını dahi bilemeden..."
sayenizde insanlar konular üzerine yorum yapmaya, düşüncelerini söylemeye çekinir oldular. suç büsbütün sizde değilse de bu durumda en büyük pay sahibi siz düşüncelilerdir.
ülkücüler versus teletabiler de kabul ama aradaki bağlantıyı nereden kuracaksın? "amacım, karşı olduğum düşünce yapısına, kurabildiğim komik iki cümleyle salatalık yapmak" diyorsan onu da anlarım ama bunu dahi yapamayanlar var görüyorum ki, yazık...
bir toplumu sindirebilmenin yegane yolu toplum paranoyasını tetiklemektir ve bugün belediye otobüsüne bindiğimde dahi "ben türk'üm", "ben kürt'üm", "ben komünistim", "ben ülkücüyüm" diye bağıran tipleri görüyorum. konuşmalarında bundan çekinseler de görünüşleriyle dahi bu alt mesajı savuruyorlar ulu orta... ve paranoyaları işte bu derece komplike bir hal almış. "öyle" olsa bir dert, "öyle" olmasa bambaşka bir dert...