"tarih boyunca insan toplulukları, çeşitli "ırk"lardan, çeşitli etnik kökenlerden gelirler, ama bu tür "ırki" ve etnik kimlikler birbiri ile etkileşerek, birbirini eriterek, birbirini yok ederek, birbiriyle birleşerek daha büyük halk topluluklarına dönüşür ki, çağdaş milletler böyle meydana gelir. millet aşaması, etnik, "ırki", kökenlerin tarihsel olarak silindiği bir aşamadır. o nedenle çağdaş milletler bir bütün oluşturur, milletin bütünlüğü ya da tekliği kavramı da buradan türer.
türkiye açısından baktığımızda ise, binlerce yıldır türkiye coğrafyasında biraraya gelen çeşitli etnik kavimler, binlerce yıl içinde birleşerek, birbirinin içinde eriyerek tek bir millet oluşturmuştur ki, bunun da adı türk milletidir. türk, bir etnik ya da "ırki" kavram değil, bu yörede yaşayan milletin adıdır. bu ad, binlerce yıldır kullanılmaktadır ve binlerce yıldır da aynı anlama gelmektedir.
türkiye cumhuriyeti, bu çağdaş gerçekler temelinde kurulmuş bir ulus devlettir. ulus devlet, milletin bölünmezliği ve mutlak hakimiyeti üzerine inşa edilir. o nedenle "egemenlik kayıtsız şartsız milletindir". millet bu egemenliğini kullanırken, kendi içinde bir bütün olarak kullanır.
bir ulus devlette, azınlık olabilir. azınlıklar ulus devlet içerisinde belirli ve sınırlı haklara sahip olurlar. bu tür yasal düzenlemeler ulus devlet otoritesini ve milli egemenliği zedelemez. ancak bir ulus devlette, alt kimlik olamaz, ikinci bir asli unsur olamaz, ikinci bir kurucu öğe olamaz. çünkü ulus devlet tek bir ulus tanımı üzerinde yükselir."*
düşüncesini ideolojik görüş olarak kabul eden, türkiye cumhuriyeti toprakları içerisinde mutlak surette kemalist olan insanlardır.