Ya çekip gideceksin buralardan
Dağdaki lale kokusu verecek veremediği heyecanı aşkın
Ya da susup oturacaksın oturduğun yerde iki kadın arasında kalarak
Her bir ağacın diğerinden daha az ya da daha çok
Yeşil olduğuna dalarak, Tanrıya varacaksın.
Ve ya akıllı olup bir hastalık da sen bulacaksın.
Literatürün göbeğine koyacaksın onu.
Adı da aşksızlık olacak
Hastaneler bu hastalarla dolacak.
Kliniği aşkoloji,serumda bira,iğnede votka olacak
Otobüs dolusu kızlar getirecek hükümet aşkoloji kliniğine
Olur da tutturur belki birileri bir sevgili diye.
Sonra hastalar hep şöyle rüyalar görecek:aşkolojik rüyalar.
Beni taburcu etmeyen eller kırılsın
Ah be doktor sen aşkı ne sanırsın
istediğin ilacı yaz doktor teşhisi koyamazsın
iyi dinlesen de beni hastalığımı bulamazsın.Aşk.
Seni hatırlatan o kadar çokşey var ki
Giyindiğin bi renk, bir ses, sarılığına benzer bir ayçiçeği ve bir kadın bileği.
Bir sonbahardı yattığımda şimdi ilkbahar olacak
Para,tek gecelik olanlar, küfürler ve yalanlar
Onlardan öyle uzaksın ki.
Nasıl unuturum bana baktığın o gözlerini
Tınısı cennet sesi pembe dudaklarından çıkan o sözlerini
içim parçalanıyor ve bu bir sisli rüya aşkoloji kliniğinde
Bunu duyman mümkün mü bunu bilmen
Çıplak ayaklarını dizlerime uzatsan uyusan biraz
Nolur başını okşamama da izin ver az.
Dalından iki kiraz koparsan ayırmadan kulaklarıma taksan
Kulaklarımla beraber yesen kirazı,
Sonraya kalsın sevişme heyecanımızın birazı.
Oltayı ben tutsam sen sadece gülsen
Oltayı ben tutsam sen kenardan destek yapsan korkarak
ikimizde beklesek uzun uzun balık geleceğini sanarak.
içim parçalanıyor ve bu bir rüya aşkoloji kliniğinde,
Bunu duyman mümkün mü bunu bilmen.
Yazılan tüm aşk şiirlerine itafen
Benim hiç bu anlattıklarım kadar sevgilim olmadı.
Hemşire geldi uyandırdı iğnem!
Ve serum damladı.
Benim aşkoloji kliniğinde bir sevdam olmadı.
gökgöz