the fourth kind

entry30 galeri
    2.
  1. müthiş bir belgesel-gerilim-kurgu filmidir. daha doğrusu yarı belgesel yarı kurgudur. zamanında alaskada yaşanmış olan bazı olayları anlatmaktadır. film korku düzeyi olarak üst seviyede. yalnız ve karanlıkta izlenmemesi tavsiye olunur.

    --çok pis spoiler içerir--

    film başrolde abigail tyler adlı kadını oynayan milla jovovich'in şu açılış konuşmasıyla başlıyor ;

    "ben aktris milla jovovich ve 4. tür'de dr. abigail tyler'ı canlandırıyorum. bu film 2000 yılı, ekim ayının 1'i ve 9'u arası kuzeydoğu alaska'daki nome şehrinde gerçekleşen olayları canlandırmak amaçlı yapılmıştır. gerçekleşen olayları daha iyi gösterebilmek için yönetmen gerçek arşiv bilgilerini filme serpiştirmiştir. bu arşiv bilgileri, psikolog dr. abigail tyler'dan alınmıştır. olaylar esnasında şahsen 65 saatlik ses ve video kaydı yapmıştır. bunlarda bulunan insanların mahremiyetini korumak amaçlı karakterlerin isimleri değiştirilmiştir. bu filmdeki her sahne dr. taylor ile yapılan uzun röportajlardan alınan video ve ses kayıtlarından alıntılanarak çekilmiştir. inanıp inanmadığınızın kararını en sonunda tabi ki siz vereceksiniz. lütfen, birazdan izleyeceğiniz şeyler arasında çok rahatsız edici sahnelerin bulunduğunu unutmayın."

    film içerisinde uzaylılar ile insanların iletişimi hakkında şöye bir sınıflandırma yapıyor. 1.tür: ufo fotosu gibi şeyleri görmek 2.tür: onların yani ufoların yeryüzüne yaptığı etkiyi falan gözlemlemek 3.tür: ufoların yanında uzaylıları da görmek 4.tür: filmde en korkunç evre olarak tanıtılıyor. burada ki tür uzaylıların insanı kaçırmasından oluşuyor. korkunç diye bahsediliyor ama neye göre korkunç? bu söylenmiyor. tabi bunu da hayal gücünüze bırakıyor.

    işte bu türlerden 4.tür filmin de ismi ve alaska'Daki nome adlı yerde gözlemlenen tür. abigail tyler bir psikolog ve kocasının öldürüldüğünü hatta bıçaklanarak öldürüldüğünü (filmin sonunda öğreniyoruz ki kocası intihar etmiş) söylüyor. sonrasında çocuklarıyla beraber nome adlı yere geliyorlar ve burada çok ilginç vakkalarla karşılaşıyorlar. iki ya da üç vakka tyler ile olan görüşmelerinde geceleri aniden uyandıklarını ve pencerenin dışında bir tane baykuş gördüklerini söylüyorlar. yani farklı kişiler aynı şikayette bulunuyor. ilk vaka hipnoz ediliyor. edilince aslında bir baykuş olmadığını, dışarıda olan şeyin başka birşey olduğunu söylüyor ve kriz geçirmeye başlıyor. ortalığı kırıp döküyor. sonra birşey görmedim diyerek eve gidiyor ailesini öldürüp intihar ediyor. diğer vaka'da da aynısı oluyor. o da hipnoz oluyor ve sanki başka bir varlıkla bütünleşiyor. daha sonra tyler'ın gece vakti kaydettiği bir kasetten tyler'ın çığlık attığı ve birşeyle boğuştuğunu gösterecek şekilde sesler geliyor ama kendisi hatırlamıyor. tyler sümerce uzmanı olan bir yazarla da görüşüyor. sümerler'De ki tanrılar, bununla ilgili kadim heykellerden ve ses kayıtlarındaki (intihar eden adam da bilinmeyen bir dilde şeyler söylüyor) dillerde geçen sözlerle ilgili şeylerden bahsediyor yani bir nevi uzaylıların o zamanlarda da var olduklarını söylüyor. sonun da tyler'ın kızını da kaçırıyorlar. polis de başka delillere rağmen kadını suçluyor. film de tyler, meslektaşı ve sümerce uzmanı adamla beraber hipnoz yapıyor. bu sefer de tyler o dış varlıkla iletişime geçiyor ve dış varlık kendisinin tanrı (sümer-mısır-tanrı-kadim heykellerdeki ilginç kıyafetler!!) olduğunu, kızının geri dönmeyeceğini çok bozuk ve yarım yamalak bir ingilizce ile söylüyor. film de böyle (bu hipnoz sırasında bu üç kişinin de kaçırıldığı iddaa ediliyor) bitiyor. kızı hiç bulunamıyor.

    filmin kurgusu gerçekten çok güzel. yani hem alaskadaki yaşanmış olduğu iddaa edilen olayların kasetlerini hem de kurgu olan canlandırmaları vermekte. hatta bazen ekranı yarı yarıya bölüp ikisine aynı anda vermekteler. özellikle de eskilere ait olduğu, gerçek olduğu iddaa edilen görüntüler (yalnız gerçek olduğu iddaa edilen görüntülerde uzaylılar her iletişime geçtiğinde kameranın bozulması olanları görmemizi engellemekte ve acaba bunlar düzmece mi sorusunu akla getirmekte) ve ses kayıtları alta sıçırtacak cinstendi. bu uzaylı ve sümer teorileri de çok ilginçti. hatta film'de kadın diyor ki sizi kaçırsalar ve unutmanızı sağlasalar nasıl hatırlayabilirsiniz ki?!! insanı düşünmeye sevk eden bir söz daha!...

    oyunculuklar konusuna gelirsek, milla jovovich çok güzel oynamakta. abigail tyler'ın gerçek olduğu iddaa edilen görüşmesindeki kadının bitmişliği ve çökmüşlüğü çok etkileyiciydi yani rol yapıyorsa çok iyi yapıyor ve rol yapmıyorsa korkunun insanı (tabi kızı da kaçırılmış ona göre. bu da var) ne kadar etkileyebileceği konusunda bizi titretiyor adeta. zaten o gerçek görüntülerdeki insanların o korkma içgüdüsüyle yaptıkları şeyler gerçekten çok ürkütücü. daha doğrusu o korkunun nasıl bir şey olabileceğini hayal etmek bile başlıbaşına korkutucu. oyunculuk konusunda o siyahi görüşmecinin oyunculuğunu beğenmedim. rol yapıyorsa hiç yapamamış. her an gülecekmiş gibi duruyor...

    aslında filmin ilginç gelip gelmemesi ya da korkutucu gelip gelmemesi tamamen sizin inancınıza kalmış olan birşeydir. eğer ki uzaylıların varlığına inanıyorsanız (ki ben inanıyorum ama dünyanın yakınında olmadıklarını düşünüyorum) bu film sizi etkileyecektir. gerçi birçok yerde bu filmin hikayesinin gerçek olmadığı ve bunun tamamiyle hollywood'un pazarlama taktiği olduğu konuşuluyor, aynı paranormal activity, blair witch filmlerindeki gibi. ama inanıp inanmamak size kalmış tabi, aynı filmde söylendiği gibi.

    --çok pis spoiler içerir---
    3 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük