bitti den sonra bitmiştir, ne söylense ne kadar ağlansa azdır, yalnız geceler, gözyaşlı günler vardır ilerde. yastık gözyaşlarıyla ıslak pamuğa dönmüş, kaç gündür kalkmadan hasta gibi yatılan yatak vucudun şeklini almıştır. çalan kapılar açılmamış, telefonlara bakılmamıştır, hayat artık bitmiştir, geri kalanı işkencedir, ama hep bi acaba vardır, acaba gitsem, acaba desem ki.
acaba; derin bir tüneldir, dibi sonu olmayan, kapkaranlık bir tünel
ama günler yatakta geçtikçe belki geri gelir, belki tekrar olur diye görülen rüyalar acaba tünelinin sonunda bir ışık olduğunu düşündürür. belki vardır, belki?
kapı çalınır, açan olmaz, yok bu saatte evde olmalı
+alo?
-kapıdayım üşüdüm, açarmısın.
işte aylar, yıllar geçen evdesinizdir, ama ev tamamen bir yabancıdır, sizi hoş karşılamamıştır, ev sizin orda olmanızdan rahatsız olmuştur. odada beraber gidilen bir tatilde çekilen fotoğrafınız çerçevelenmiş hala duvarda duruyordur, içinizi bir heyecan kaplar, acaba, acaba o da mı vazgeçemedi?
-fotoğrafımızı hala kaldırmamışsın (içini bir huzur kaplayarak, çünkü hala orada)
+tatildeydim, bu sabah geldim, akşama toparlicam hepsini
işte o an yıkılır, dünya başınıza yıkılsın istersiniz, oradan kaçmak, koşmak koşmak koşmak, dağlara tepelere tırmanmak, orada ağlamak, belki hayvanlar gibi salya sümük yerlerde sürünmek istersiniz, bu acı bitsin yeter ki, zaten artık yaşamak eziyet bana..
ama hala ışık sönmez, hala acabalar vardır, acaba çok kızgın olduğu için ısrar mı bekliyor, herşey çok güzel olacak diye anlatıp ikna etmemi mi bekliyor..
+salona geçer misin üstümü giyinicem
bu adam kim diye düşünürsünüz, canınız ciğeriniz olan, yüreğinizden bir an olsu ayrmadığınız nerede diye düşünürsünüz.
salondaki tüm eşyalara göz atarken hepsinde bir anınız olduğunu farkeder, içiniz burkulur. müzik setinin ses açma düğmesini kırdığınız için evin içinde sizi kovaladığı, televizyonun bir türlü istediğiniz kanalı çekmediği, doğumgününüzde size süpriz yapacağım diye dolabı devirip tüm tabakları kırması..
+dışarı çıkıyorum, anahtarım var, eşyalarını alıp çıkabilirsin
ayakkabısını giyiyor, gidiyor, nereye gidiyorsun diye bağırırsınız, seiniz çıkmaz, gitme diye ağlarsınız duymaz, son çabanızla cılız bir ses çıkar boğazınızdan