Harzemşahların son sultanıdır. Tam ismi Celaleddin Mengüberti Harzemşahtır. Babası Alaattin Muhammedin Cengiz Hanın elçisini öldüren Otrar valisini Cengiz Hana teslim etmeyerek başlattığı savaşta, Cengiz Hanla savaşmadan kaçmasına mani olamamıştır. Babasını takip etmiş ve onunla beraber Hazar denizinde bir adaya sığınmıştır. Bu arada Cengiz han karşısına çıkan bir kuvvet olmadığından, zamanının en güzel şehirlerinden semerkant, buhara ve otrarı talan etmiş, omuz üstende baş koymamıştır, otrar valisinin kulağına kurşun dökerek öldürülen elçisinin intikamını almıştır. Babasına karşı gelemeyen Celaleddin, onun ölümüyle birlikte Cengiz Hanla çok cesurca ama bir o kadar umutsuz bir savaşın içine girmiştir. Başlangıç olarak, Cengiz Hanın erzak konvoylarını talan etmiş, dağılan birliği yeniden toparlayarak orduyu yeniden kurmuştur. Tehlikenin büyüdüğünü farkeden Cengiz Han, üvey kardeşi komutasında büyük bir orduyu Celaleddinin üzerine göndermeye karar verir. Celaleddin bu orduyu feci bir bozguna uğratır, bu zaferle birlikte artık bir efsane olmaya başlamıştır ve müslümanlar onun etrafında toplanmaya başlamışlardır. Lakin bu zaferler Celaleddine kibirde getirmiştir. onun bu tavırlarından hoşnut olmayan bazı beyler ondan soğuyarak sancağından ayrılmaya karar verirler ve celaleddini terkederler.yaklaşık 5000 kişilik bir ordusu kalan Celaleddinin zayıfladığını gören Cengiz Han, ona son darbeyi vurmak için bütün kuvvetlerini toplayarak 200000 kişilik bir ordu oluşturarak Celaleddinin üzerine gitmeye karar verir. bunu haber alan celaleddin üvey kardeşinin ülkesine kaçarak yeniden toparlanmak ister, fakat Cengiz Han Sind nehri kıyısında Celaleddini yakalar. Yapılan savaşta bütün ordusu ve haremi yok edilen Celaleddin, kalan 70 civarındaki askerleriyle gecenin karanlığı ve azgın nehrin sularını kullanarak kaçmayı başarır, bu savaşta celaleddin o kadar yiğitçe dövüşür ki rivayet odurki Cengiz Han o esnada yanında bulunan oğluna "bak işte babanın böyle bir oğlu olmalıydı." der. Celaleddin üvey kardeşi Gıyaseddinin Hindistandaki devletine yerleşir ve orada yeniden toparlanmaya başlar. fakat kibiri yüzünden yine etrafındakileri kendinden soğutnaya başlar, artık Hindistanın hakimi odur ve Gıyaseddin 2. plana atılır. bunu gören Ahlat Valisi Ali, Gıyaseddini galeyana getirir ve Gıyaseddin Celaleddine ihanet eder, bir savaş esnasında celaleddinin en yakın silah arkadaşlarından birini öldürür ve ordusuyla savaş meydanını terkeder. Celaleddin buna rağmen savaşı kazanır, ve doğruca Ahlatı kuşatmaya gider. ahlatı almak artık onun için bir ölüm kalım meselesidir. Ahlat valisi Ali, iyi ilişkiler içinde olduğu Anadolu Selçuklu sultanı alaattin keykubattan yardım ister. alaattin keykubat celaleddini uyarır fakat celaleddin kulak asmaz, ahlatı alır ve aliyi öldürür. bunun üzerine alaaddin keykubat ordusunu toplar ve celaleddinin üzerine yürür. Yassıçemen civarında karşı karşıya gelen iki ordunun savaşında keykubat galip gelir ve celaleddin kaçar. bunu fırsat bilen moğollarda celaleddinin üzerine gelmeye başlarlar, ayrıca celaleddinden yana kazançları olmayan haşhaşilerde sürekli celaleddinin içine ajanlar göndermektedirler. en sonunda kalabalık bir moğol birliğine denk gelen celaleddinin bütün ordusu yok edilir. tek başına dağlara kaçan celaleddin ise, zamanında kardeşi onun ordusunda olup şehit düşen bir köylü tarafından intikam amacıyla başı kesilerek öldürülür. ölümünden uzun yıllar sonra bile moğollar ondan korkmaya devam etmişlerdir. askeri olarak belkide türk milletinin yetiştirdiği en büyük dehalardan biri olan celaleddin, gereksiz kibiri ve zayıf siyaseti yüzünden başarısız olmuştur, ama moğollarla destansı bir mücadelesi vardır ve bu mücadele sonraki türk kavimlerine ilham kaynağı olmuştur.