memur babanın biçimsiz bir vakitte tayini üzerine taşınılan kent ya da kasabadaki bir okula başlamak, birinci sınıftan itibaren birlikte okuyan, adeta yekvücut olmuş bir sınıfa ilk kez giriş yaparken, ''nerden çıktı şimdi bu lavuk durup dururken!'' diye soran düşmanca bakışlarla karşılaşmak, sınıfın kabadayısı olan veledin tenefüste yaklaşıp ilk fırsatta döveceğini, ağzını burnunu dağıtacağını deklare etmesi, en geç bir ay sonra belki de o şerefsizle kanka olmak, tüm sınıfla da kaynaşmak, uyum içinde yaşamak.