ihtimalleri göz önünde bulunduran kişidir. ortada hala varlığı kanıtlanmamıştır bu örgütün.
tabi ihtimalleri düşünüp de paranoyak olmamak gerek.
her söylenene ya da ortaya atılan iddiaya inanacaksan kanıtlanmadan, işimiz var.
gerek siyasiler (ak parti) gerekse kişiler, yargı sürecininin işlediği bir olaya dair, terör örgütü yakıştırmasının ya da örgüt yakıştırmasının doğru olmadığını dile getirmişlerdir.
uzun zamandır süren sürece rağmen ergenekon kapsamında gözaltına alınanlar ya da tutuklananlara dair kesin bir hüküm yoktur.
asıl sorun ise inanan insanda değil, onu inandırmaya çalışanlardadır. buna genelde beyin yıkama denir.
varsa böyle bir örgüt elbette gerçekler gün yüzüne çıksın ister herkes. ama nedense ergenekona dair her türlü bilgi ve belge yargıdan önce yayın organlarına ulaştırılmaktadır. benzer hassasiyet diğer davalar için gösterilmemektedir.
bir deniz feneri davası üzerine neden gidilmemektedir mesela ve yargı süreci işliyor diye neden davaya dair her şey gizlenip, basında yer verilmiyor?
bu ve benzer davaların ya da oluşumların ergenekon vari oluşumlardan farkı nedir?
birine inanıp diğerine inanmamak asıl sorundur? birini görüp diğerini yok saymak ise kişinin işine geleni görmesidir ki gerçeklerle alakası yoktur bu bakış açısının.
