en başta şu konuya bir açıklık getirelim mi ne dersiniz. -makale yi okumadan yazmamışım iyi ki- zira başlığın insanda uyandırdığı ilk etki, vatandaş eğer muhafazakarsa kültürden sanattan anlamaz gibi bir şeydi. * fakat ekrem dumanlı nın yakındığı asıl mesele öğrencinin, ev hanımının, bakkal amcanın kültür&sanatla olan bağı değil. zira bu insan kişileri önlerine sunulan etkinliklerden faydalanıyor olabilirler. nedir peki sorun? vitrine muhafazakar kesimin tercih edeceği şekilde ürün çıkarılmamasıdır. işin ticari boyutudur yani. sağ kesim yıllar yılı özellikle siyasette ve eğitimde hızla yol kat ederken, aynı ivmenin sanata da kazandırılması gerektiğini fark edememişlerdir. ''biz eğitimi çok iyi vermeliyiz'', '' bizim işletmelerimiz çok iyi olmalı '' derken '' bizim sinemamız, müziğimiz, resmimiz, tiyatromuz vs. '' dememişlerdir. ekrem dumanlı nın sorduğu asıl soru budur. tabi arz-talep meselesine de dayanıyor bu konu. talep olmadığı için ürün ortaya çıkmıyor denilebilir. fakat bir emekleme süreci elbette ki olacak. siz arz edeceksiniz ve beklediğiniz sonuç alınmayacak bir süre..olacak bu..emekleyeceksiniz bir süre..zira siyasette de eğitimde de aynısı olmadı mı ? aynı cesaret neden bu alanda gösterilmiyor. ve muhafazakar kesim, seçin efenim konservatuarı, sanat tarihini , sinema&tv bölümünü. öcü değil nihayetinde bu alanlar. muhafazakar olan da uğraşsın sanatıyla, olmayan da..sonra yok medya solun elinde, yok eğitim sağda bilmem ne diye kamplaşmalar olmasın.