karanlıkta mumlar aranırken ayak çekyatın ayağına çarpılır ana avrat sövülür akabinde bulunan mumlara bu sövme durumu devam ettirilir, uzun zamandır mum yakmayan insanın mum yakma çabası da ayrı bir mevzudur, tabi yaktıktan sonra mumu herkangi bir düz nesneye tutturmak ve dik durmasına sağlamak gelir ki insanı içten içe deli eder. Tam mumu yaktık hadi rahat bir nefes alalım derken bu seferde evdeki çocukları mumdan uzak tutma çabasına girişilir lakin yeni nesil çocuklar bu ilkel aydınlatma aracına yabancıdırlar ve duvarda gördükleri gölgeleri şaşırmalarına sebep olmuştur. Çocuklarıda ufak bir fırça atma azarlama operasyonuyla mumun yanından uzaklaştırıp sırtımızı koltuğumuza yasladıktan sonra birden elektrikler gelir bütün çabalar boşa gider akabinde acaba tekrar gider mi diye mum söndürülmez ve ufacık çay tabağının üstünde kaderine terkedilir. elektrikler olmayınca gündemin odağında olan mum elektriklerin gelmesiyle tüm popüleritesini yitirir ve çocukların bile ilgisini çekmez olur. hatta çay tabağında eriyip gittikten sonra bile onu ordan çıkarması zor olduğundan zavallı muma küfürler sarfedilecektir. "zavallı mum"