ofis dedikleri yerin mülteci barınağı bir ev olduğunu bildiğim, "training" adını verdikleri ingilizce sunumları ve kurbağalı peynirli tuhaf kitaplarıyla kendini kandıranların üyesi olduğu eyperyalizm yaltakçısı, deli saçması sistem.
"başkan" arkadaşımın biri beni ikna çalışmalarına devam ederek takımının arasına soktu ve yaklaşık iki saat önce o bir grup zavallının yanından geldim. yeni saf elemanlar beşer onar yakın arkadaşlarından hatta uzak akrabalarından ve tanımadıkları tüm insanlardan "ne koparsam kardır" diyerek borç istiyorlar. kredi kartlarının limitleri zorlanıyor,banka hesapları boşaltılıyor, domuzcuk kumbaraları kırılıyor ki bu işe girilebilsin.saf arkadaşımız ruhsal problemler içinde ayrıca. bunu da onlara anlatarak gafil avlanıyor haberi yok. "seni çok iyi anlıyorum","umudunu kaybetme","senin içinde var bu güç" gibi bünyeyi gazla çalıştıran cümlelerle bir dul misali* avutuluyor,pışpışlanıyor,omzu sıvazlanıyor.
bu işe giren üç arkadaşım sefaleti diz boyu yaşıyor. doğru düzgün yemek yiyemedikleri gibi otobüsle,dolmuşla gidilebilecek uzak mesafeleri yürüyerek katediyorlar çünkü ceplerinde zırnık yok.
çeşitli bahanelerle "başkan" arkadaşımı başımdan savuşturmaya çalışsam da o inatla sözde network marketingle pekiştirdiği ikna kabiliyetini kullanarak beni ikna etmeye çalışıyor. ancak duvara yaklaştığını görmüyor beni ikna etmeye çalışmaktan.toslayacak haberi yok.