en dumur kopya anıları

entry1 galeri
    1.
  1. kopya çekmeye çalışma durumu esnasında yaşanan dumur eden detaylarda gizli anılardır.

    bir türlü başarılı şekilde kopya çekemeyen şahsımın başına gerek lisede gerek üniversitede sık sık gelmiş ve gelmekte olan olaylardır da bunlar ayrıca.

    gerilere gidelim, lise yıllarına evvela; (zamanda yolculuk gibi)

    bundan 3 yıl evvel lise 2'deyiz o zamanlar. sınavın yapıldığı karma salonda toplandık. sınav matematik sınavı. 5-6 arkadaşımı çok stratejik noktalara yerleştirdim, öyle ki birbirlerimizin kağıtlarını görebilecek, yazdığımız kopya kağıtlarını birbirimize rahatlıkla atabilecektik. hatta hocanın şüphelenip birimizi kaldırması durumunu bile düşünerek bu 6 kişinin tam ortasında kalan alanı boş bıraktım. eğer oraya iyi biri gelirse kopya trafiğinin akşını sağlayacak yine işimize gelecekti, kimse gelmezse o boş hava sahasını kopya kağıtlarının uçuşu için kullanmış olacaktık. velhasıl hiç tanımadığım, gayet gerizekalı bir kız gelip oraya oturana kadar her şey çok yolundaydı. oturunca hemen kendisine ne yapması gerektiğin anlatıp, bunun sonucunda kendisinin de çok karlı çıkacağını anlattık. gel gelelim, "ben kopya çekemem kiii" demekten başka bir şey yapmıyor, başka bir sıraya geçmesini söylediğimizde mal mal gülüyordu. adeta bir öğretmen tarafından casus olarak aramıza yollanmıştı. derken sınav başladı, sağ ön çaprazımda oturan matematik manyağı arkadaş, ilk 3 sorunun cevabını yazarak gerekli merciilere dağıttı. ben bu 6 lı grubun sol arka çaprazındaydım. bu manyak kız ise tam ortada. ortanın ortası. strateji gereği kağıtlar bir süre sonra kendisinde toplandı ve artık o kağıtların bana gelmesi gerekiyordu. ısrarla kağıtları istiyor, sadece arkaya doğru fırlatmasını söylüyordum. o ise, kağıtları açıp bakmaya bile korkuyordu. neyse sınavın kazığını hissetmeye başlamış olacak ki bir süre sonra kağıtları açıp yazmaya başladı. büyük yaz da göreyim diye bağırıyordum. dur atıcam şimdi dedi. beklemeye başladım. birazdan bir anda dolacak olan kağıdımı hayal edip, bu konuda şüphe çekmemek için her soruya salak salak 2x2=4 yazıyor, cos90=0 diye de ekliyordum.

    kız kağıtlarla işini tamamladıktan sonra avucunun içinde zaten küçük olan kağıtları mikroskop ile algılanabilecek düzeye kadar getirdikten sonra bana doğru fırtlattı. lakin bu bir çeşit, disk atma ne bileyim mızrak atma gibi bir fırlatmaydı. küçülünce sertleşen kağıt, fırlatmanın da etkili olması sebebiyle en arkada bulunan benim yanımdaki metal kolon dandiriğine çarptı.(neden metaldir orası hala bilmem) ve doğal olarak sessiz sınıf içinde tınnnn diye bir ses yankılandı. 2 gözetmen birden gözlerini dört açıp sağı solu kolaçan etmeye başladılar akabinde. ayağımın biraz ötesine düşen kağıdı alabilmek veyahut en azından gizlemek amacıya, biraz bacağımı uzatarak ayağımın altına aldım. ortalık yatıştığında kağıdı çaktırmadan alabilmek adına, basmış olduğum kağıdı kendime çekecektim ki parkeler her şeyin sonunu hazırladı. cızzzzttt.

    bir gözetmenin ne olduğunu anlamaması için gerizekalı olması gerekirdi. tek sorun kimin ayağnın altında kağıt olduğuydu.

    --

    yine lise yıllarında, listening dersinde, listening lab'da yanımda oturan belalı sıra arkadaşım ile listening sınavına giriyorduk. herkesin sağı solu camlı, önünde düğmeler ve kağıt, kulağında kulaklıklar...

    duyduğumuz dandirik şeylere göre önümüzdeki kağıtta bulunan sorulara cevaplar veriyoruz. yine gayet sessiz bir ortam. kulaklıktan ötürü kendisini duyamayan arkadaşımın benden kopya isteme şekliyle sonun başlangını skip edip sonun sonuna geliyorduk.

    yüksek sesle; " adaş jane'in babası kimdi lan? "
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük