bu gece iki ölüm haberi var sol framede. bu gece ne tuhaf insana hayatı sorgulatıyor bu sözlük. hani buradayız ya yazıyoruz. etten ve kemikten ibaretiz. kızıyoruz, gülüyoruz, darılıyoruz, kırıyoruz, kırlıyoruz. bugün ne maddi kaygılar yaşadım bugün birine borcumu ödedim, bugün sabah ofise varır varmaz günün ilk sigarasını içmenin tadı değişilmez hiç bir şeye dedim. sıcaık çayı bardağa boşalttım. avcumda sıktım bardağı, sıcaklığı ne güzel dedim. burnumun dibine sokup bardağı buharını çektim içime, kokusu ne güzel dedim. sözlüğe girdim yazdım bir kaç yazarla atıştım. özelden mesaj attım bir kaç yazara. çok şükür kavgasız geçti. yağmur yağdı öğleden sonra. bursa yine güzeldi. gece çıktım hayatımdaki değeri aldattım. kaygılandım yine. apansız bir lokantaya daldım kendime yemek ısmarladım. arabaya bindim bir kaç insana felaket derecede kafayı taktım. bahar gelsin istedim, gelecek dedim, az kaldı dedim. başımı salladım. sırtımda bir ağrı olduğunu duyumsadım. üstüm kirlenmesin diye ıslak caddelerde özgürce hızlıca yürüyemedim. her şey insani. her şey dünyevi. aynaya baktım. alnım kanamış. gözlerim yaşlanmış. annemi sol şakağımın altında buldum. o da beyazlamıştı böyle. 6 kardeşimi düşündüm. ne tuhaf hiç biri yanımda değil. ne çok özlemişim hele benden bir yaş ufak olan kızkardeşimi. onu görmeliyim onun alnından öpmeliyim ölmeden öpmeliyim. ona mutlaka bir mızıka almalıyım. çok sever. ölmeden almalıyım.
ölüm.
ölüm gelip kapıyı çaldı mı geride en yakınlarıma sarılmamış olmamalıyım. ölüm gelmeden kırdığım herkesten özür dilemeliyim.