asker ile siyasi iktidar arasında çıkan yangının kundaklayıcısıdır da o yüzden...
askeri; geniş halk kitlelerinin desteğine sahip siyasi iktidarın karşısında er meydanına süren ve dahası, ortamı daha da bulandırarak, bulanık suda balık avlamaya çalışan; başta kendisi olmak üzere, lideri bulunduğu parti ve kadroları değil midir?
asker, kendisini bir açmazın içerisinde bulmuş olmakla, mevcut durumundan şikayetçidir. zira, ardında güçlü halk desteği bulunan siyasi iktidar üzerinde gücünü sınadıkça, kan kaybetmekte olduğunun farkındadır. bu kanı durdurmanın tek ve geçerli yolunun kışlaya dönmek olduğunu anlamakla birlikte, bunu; üstelikte, dini motiflerle bezeli siyasi iktidara karşı bir yenilgi olarak görmektedir.
doğrudur ya da yanlıştır! ancak asker, kendi mantığı ve mustafa kemal'in direktifleri doğrultusunda, bilinen yöntemlerini kullanarak, ülkeyi ve cumhuriyeti koruma ve kollama refleksi ile hareket etmiş hatta, demokratik rejime ters düşen bir takım oluşumların içerisinde bizzat yer almış da olabilir. sonuçta askerden, parlamento üyesi yaklaşımı beklemek ne derece doğrudur, tartışılır.
ancak, ortada tartışılmayacak tek gerçek vardır:
- bir siyasi parti olarak, demokrasi adına zaten yüklenmesi gereken ve üstelik de bizzat mustafa kemal tarafından özellikle yüklenmiş olan; ülke genelinde parlamenter demokrasiyi yerleştirme ve köklendirme misyonunu adeta elinin tersiyle iten, baykal ve o'nun yönetim kadroları, chp'yi; tarihinin en sığ ve ciddiyetten uzak siyasetini sergilemekte bir araç olarak kullanmışlardır.
yedikleri herzenin, yol açtıkları yangının farkına varmış olmalarından ve yangının kontrolden çıkıp kendi paçalarını da sarmış olmasındandır, son günlerdeki bu telaşları.
