kalabalık bir ortamda döt olmak

entry5 galeri
    1.
  1. çok çeşitli şekilleri vardır. ama şahsıma en çok koyanları hep kızlar tarafından gerçekleştirilmiştir.

    dersane zamanlarımda çokta sosyal bir olmadığımı söyleyebilirim. aslında abaza ortamlarında gayet güzel çalışan bir çenem olmasına rağmen işin içine kızlar girince aptallaşır, aptallğımı belli etmemek içinde susgunlaşırdım.

    songül vardı sınıfımızda. hasta olduğum songül. her gün tamamdır bugün kızı bağlıyorum diye gelip çıkışta s.ki tutarak eve dönerdim. baya bi hastaydım songül'e. hatta varlığım onun varlığına armadağan olsundu.

    sınıfımızda birde murat vardı. dünyayı umursamayan süper rahat bir tip. dövmeler küpeler. bende istiyordum dövmeler küpeler ama öle bişey yapmış olsam babam küpenin iğnesiyle dövmeyi derimden kazırdı. yapamadım. alenen kızların hepsi hastaydı murat'a. murat'sa hepsiyle kakara kikiri. hele songül'le. aman aman. nasıl bir yakınlık o. her gördüğümde deli olurdum.

    songül tenefüslerde hep müzik dinlerdi walkmaninden. her zaman bir kulaklık takılı diğeriyse boşta. kız o kadar akıllı ki bir kuğını müzik dinlemeye, diğerinide muhabbete ayırıyor. ama benim tamamımı köleliğe kullanabilir. o günde öyleydi. kulağında kulaklık, sıra arkadaşıyla muhabet ediyor. bende az öteden kesiyorum inceden. o sıra murat ibnesi içeri girdi, direk songüle yöneldi, kızın dibine yayılarak oturdu ve boştaki kulaklığı kulağına sokarak sordu

    - kim bu çalan?
    + jamiroquai..
    - jamiroquai mı? haaa şu kadın sesli herif mi?
    + ahahahaa..
    - ses bak harbiden de incecik ya?
    + ahahahah.. kikir kikir. (horspu)

    lan ben olsam orda, aaahhh ben olsam. cosmic girl i dinledin mi? süper şarkıdır. ham jamiroquai adamın değil grubunun ismidir. o kadar tatlısın ki.. öpe beni.. falan diyerek kızı bağlıycam. ama o pozisyonu yakalayabilicek döt yok işte.

    bir ders boyunca kendimi, korkaklığımı düşüdüp düşünüp gaza geldim ve kesin kararı verdim. tenefüste adam akıllı konuşacağım songül ile. bir şekilde muhabbeti kuracağım. günaydın demekten ileri gidiceğim ve bir kaç yıl içinde çoluk çocuğa karışıcağım.

    tenefüs oldu. fırsat kolluyorum songül'e yaklaşmak için. ama dersanenin kantininde bir grup oturmuşlar kızlı erkekli ve dağılıcak gibi görünmüyorlar. gittim yanlarına, gruptaki erkeklerle yalandan bir iki muhabbet yaptıktan sonra songül'e doğru yaklaştım. hep olduğu gibi bir kulaklık yine kulağında. tüm cesaretimi toplayıp sordum.

    - ne dinliyorsun?
    + jamiriquai.

    o kadar çok şey söyleyebilirdim ki jamiriquai hakkında. o kadar çok konuşabileceğim şey vardı ki. ama ben ne yaptım? songül'e şöyle cevap verdim:

    - jamiriquai mi? şu kadın sesli herif mi?

    ve songül bağırır bir şekilde:

    + ne olmuş kadın sesliyse..haaa.. ne olmuş. sesinin kalitesine bakmak yerine neye benzediğine mi bakıyorsun? kadın sesli erkekmiş..bıdı bıdı bıdıdııdıdıd...

    başlarda çok mutluydum. songül'ün sesini hiç bu kadar net duymamıştım. sesi gerçektende onu tamamlıyordu. sonradan yavaş yavaş algılamaya başladım ki songül bu sesi beni def etmek için kullanıyor. grubun geri kalanı da gözlerini dikmiş beni izliyordu. hiçbir tepki veremedim. lan horspu murat söleyince kikir kikir gülüosun da bana neden böle bağırıyosun diyemedim. baktım boş boş. sonra songül döndü diğer tarafa ve yanındakilere mırıldanmaya başladı; ''çok kızıyorum böyle şeylere ya. anlam veremediğim boş konuşmalar bunlar. gereksizlik.''

    songül arkasını dönünde yavaş yavaş döndüm bende arkamı. rüzgarda savrulan bir yaprakcasına sessizce uzaklaştım o gruptan. az ötede bir sandalyeye oturdum. sigaramı yaktım. yok yok bu kızla evlenilmezdi. şimdi böyleyse ilerde daha büyük kavgalar olabilirdi. en iyisi bu işi şimdiden bitirmekti. o sıra kantinde çalışan çocuk elinde tepsiyle yanıma yaklaştı ve sordu; ''çay içer misin?''. ''evet'' diyerek cevap verdim ve ekledim. ''bi daha jamiriquai dinleyeni sitsinler. '' çocuk sallamadı, çayımı verip paramı aldı ve gitti.
    0 ...