vahşetin en üst noktaya ulaştığı gelenektir. afrika ülkelerinde kızları koruyabilmek dört yaşından itibaren yapmaya başlıyorlar bu rezalet olayı. üç kişi oluyor genelde. ikisi kızın bacaklarını tutuyor. diğeride kızın sünnetini yapıyor. eğer kız çok direnirse, bağırırsa içerden biri gelip kafasını tutuyor ya da eliyle ağzını kapatıyor kızın. sünnette kadındaki klitorisi kesiyorlar. sünnet boyunca kızı uyuşturmak yok. kızın bilinci yerinde oluyor ve her dakikasında acı çekiyor, her dakikayı hatırlıyor. üstelik sünnet bittikten sonra aylarca yerinden kıpırdayamıyor. iki bacağı birbirine bağlanıyor yaralar kapansın diye. temiz ortamlarda yapılmadığı için enfeksiyon kapma ihtimali çok yüksek. bazı ülkelerde bu olay öylesine büyük bir vahşete dönüşmüş ki evlendikten sonra bile kadına olan, çevreye olan güvensizliklerini kadını tekrar tekrar sünnet ederek gösteriyorlar. sünnetten geriye büyük bir acı, akan kan ve yitirilmiş psikoloji kalıyor. kadın "kadınlığını, namusunu koruyabilmesi için" daha 4 yaşında, kadın olmadan acımasızca ustura darbeleriyle kesilerek sünnet ediliyor. bu mudur gelişmişlik? bu mudur kadın hakları? kendilerinin de çektiği acıya rağmen bunu savunan, hatta kendi kızını kendisi sünnet eden kadınlar bile var. bazı kadınların bunu savunuyor olması bu ülkelerdeki erkekleri daha da cesaretlendiriyor. bu şekilde sonu gelmeyen sünnet nesiller boyu devam ediyor.
