sabah 6:30'a kurduğum alarm nedense 6:35'de çaldı. saçma bir şeydi sözlük. 5 dakikanın bir önemi yok, zaten alarm çaldıktan yarım saat sonra uyanabildim. önlüğümü ütüledim. koca hafta sonu ütülemediğim önlüğü 1-2 dakikanın hesabını yaptığım bu günün sabahında ütüledim. kendime kızdım sonra.
gün yeni başladı sözlük, tatlı uykudan kalkıp derse yetişmek için onca yol teptikten sonra fakülteye ulaştığımda ders olmadığını gördüm. aslında ders olsaydı 5 dakika geç kalmış olacaktım, yani böylesi daha iyi.
şimdi buradayım sözlük, sana yazıyorum (yanlış anlama). aslında birisinin bana yazmasını bekliyorum (o manada değil, mesaj yazmasını). ne bileyim, yabancı birisinden sıcaklık görmeyi, belki mantıksız gibi sanılan ama hep inandığım karşılıklı güveni şu hayata biraz daha güzellik katması için bir ihtiyaç gibi algılamaya başladım. yoksa ben zayıf mıyım sözlük? yoksa bu acizlik hissi insan olmanın ta kendisi mi? yoksa insan, insan olduğunu olabildiğince fazla hissetmek için mi duyguları körükleyen şeyler istiyor? yoksa saçmalıyor muyum? bunların hiç birinin cevabını tam bilemiyorum ama bundan sonra günlük tutacağım kesinlikle. **