ataerkil toplumlarda ezilmiş, geri plana atılmış kadınların gördüğü muameledir. bu toplumlarda kadın sadece araçtır. çocuk doğurma aracı, erkeklerin cinsel zevklerini tatmin etme aracı, ev işlerini yapma, bulaşığını çamaşırını yıkama aracı ve erkeğinin gergin sinirlerini gevşetmek için kullanılan bir boks torbası. kadının ne çok işlevi var. üstelik bu durumun kadının cahilliğiyle de alakası yoktur. sorun erkeğin cahilliğidir. belki eğitimli kadın mahkemeye başvurmayı, sığınma evlerine gitmeyi, kendi ayakları üstünde durmayı düşünebilmeyi becerebilir fakat erkek cahil, bağnaz, geri kafalı olduğu sürece gece yediği tokadın acısını ertesi sabah hissedecek, şah damarını şans eseri sıyırmış jiletin keskinliğini yaraya her dokunduğunda hatırlayacaktır. bu toplumlarda sadece dayak yoktur. erkek "gel buraya" der kadına ve sadece erkeğin isteklerini gidermeye yönelik duygusuz bir gece yaşatır kadın erkeğine zorla. ertesi sabah fahişe yerine konmuş gibi uyanır. hem kendinden hem de arkasını dönmüş, yanında yatan insan görünüşlü yaratıktan nefret eder. çalışmasına izin verilmez bu kadının. " kır dizini otur evinde.", "senin yerin, erkeğinin dizinin dibidir." denir bu kadına. kadın para kazanamaz. tecrübe edinemez. seçim zamanı gelir. herkese doğuştan verilen seçme hakkını kullanamaz çünkü erkeği ya onu oy kullanmaya gidemeyecek kadar kötü dövüp hastanelik etmiştir ya da ona " x partisine oy vermezsen görürsün" demiştir. ve birgün aklına televizyonlarda kadınlara kol kanat geren programlardan birinin canlı yayınına gizlice bağlanmak gelir. anlatır yılların acısını. sunucu en sonunda " neden evlendin bu adamla madem sevmiyordun?" diye sorar. zaten kadın istiyerek evlenmemiştir. ailenin reisi olan babası ve ona arka çıkan ağabeyleri zorlamıştır onu sevmediği biriyle evlenmeye. ve bu kadının sevmediği adamdan çocukları olur. ve o çocuklar da kadının gördüğü muameleyi görerek yetişirler. bu böyle sürer gider. buna kim dur diyecek peki?