polisin, ihbar(!) üzerine mekana gelmesiyle beraber bir yazar arkadaşımızın panikleyerek 5 gram saf kokaini tuvalete atıp, sifonu çekmesiyle şahsımı efkarlara gark eylemiş zirvedir. bu ihbar-baskın olayında aklımda kalan yegane sahne ise polislerin ağlamaklı bakışlarla polis olduklarını kanıtlamaya çalışmalarıydı. "kimliğimiz var, silahımız var, arama iznimiz burada... daha nasıl inandırabiliriz sizi?" şeklindeki polis beyanı bir film repliği gibi kulaklarımda hala, gülüyorum mütemadiyen. *
güne kötü başlamıştım. iş yerimden başıma iş açmışlar ve üzerimde gereksiz bir resmiyetle zirveye katılmama vesile olmuşlardı, sağolsunlar... az-çok tanıyıp da henüz tanışmadığımız birkaç yazarla tanışıp; önceden tanışma şerefine nail olduğumuz kimi yazarlarla tekrar görüşüp biraz olsun hasret giderip, az, biraz içip çakırkeyif olduğumuz bir zirve olmuştur.
hamam böceklerimin anası, hayatımın anlamı calyx; altıncı hamam böceğimizin de yolda olduğunu haber verince dünyalar benim olmuştu... "herkese benden bira" dedim ama muhabbeti o kadar koyuydu ki yazarlarımızın, duyulmadı bile.