deveye sormuşlar boynun neden eğri? deve şiddetle ağzını yüzünü sikerim diyerek cevaplamış.
tsk içinde abd ve nato tarafından kurulmuş komünist tehlike karşısında mücadele edecek kontrgerilla subayları var. ayrıca hala dünyayı soğuk savaş döneminde sanan ve buna göre oluşturulmuş birimler varken ordunun bu tutumu yargılandığı zaman hemen savunmaya geçmesi ne büyük tezattır. iddianameler oluşturuluyor ve yargılama süreci başlatılıyor. fakat çıkıyor biri bize psikolojik savaş ilan ediyorlar demeden kendini alamıyor. eee bu darbe sevdalıları hala tsk içinde yok mu? hala bu çağda bile var. o zaman neden çıkıp herşeyi üzerine alınıyorsun. neden tehditler savuruyorsun. bu ilker başbuğ'un en büyük çelişkisidir.
bir okulda öğretmen hakkında suç iddiaları olduğunda, okul müdürü milli eğitim müdüründen müfettiş talep eder. bu müfettiş gelir olayı araştırır inceler. eğer gerçekten suç varsa öğretmeni görevden uzaklaştırır ve olayı yargıya intikal ettirir. bu olay bu kadar basittir ve nettir. ilker başbuğ'un yapması gerekenlerde bunlardır. bir idari amir altında çalışanları korumak ve savunmakla görevli değildir. aksine onların hatalarından bile sorumludur. öle deli bekir gibi bağırarak, masaları yumruklarayarak sadece komik duruma düşer. ha bide ordu mensuplarının morali bozuluyormuş. sanki koduğumun memleketin herkesin ruh durumu günlük gülistanlık da bir ordunun canı sıkkın morali bozuk.
şu an türkiye cumhuriyeti'nde fransız ihtilali öncesi fransa durumu vardır. askerler, burjuvalar (asiller), köylüler'den oluşuyor toplumumuz. bunları düzeltmek için adım atmak yerine karalamak, engel olmaya çalışmak sadece türkiye'nin dünya'ya ayak uydurmasını geciktirir. ülkeyi belli bir yere taşımak için yapılacak olan ihtilal kaçınılmazdır.
şimdi birileri ülke iran oluyor malezya oluyor diyebilirler. fakat talep etmesini ve istemesini bilen bir halk kesinlikle az ile yetinmeyecektir. evrensel hak ve özgürlüklerini sonuna kadar arayacaktır. bu bilince sahip olduğumuz zaman iran, malezya benzetmeleri sadece mizahi değer taşıyacaktır.
