minik kuş = zamanında gerçekten öyle kuşların hayatta var olduğunu ve bir gün karşıma çıkarsa "aaa, ben seni tanıyoruuumm televizyondan, nasılsııınnn??" demeyi hayal ettiğim baygın bakışlı kuş.
kırpık = o daracık sepete nasıl sığdığını, orada nasıl yaşadığını anlayamadığım, sokak sakinleri bir şey istediğinde o küçücük yerde bir sürü şeye nasıl sahip olduğunu hayal edemediğimden, beni sinirlendiren ve bu yüzden pek haz almadığım aksine korktuğum ayakları gözükmediğinden olmadığını düşünüp bir yandan üzüldüğüm tüylü yaratık.
edi = yaygın ve güleç surat.
büdü = her gece edi tarafından uyandırılmaya mahkum olan uzun suratlı asabi insan parçası.
kurabiye canavarı = o kadar kurabiyeyi yiyip de doymadığından bizim eve de gelip yemeklerimizi bitirmesinden korktuğum çocukluk rüyalarımın kabusu tam anlamıyla bir canavar.