(#5083089)'ı yazdığımdan beri aradan neredeyse bir sene geçmiş, köprünün altından çok sular akmış hacı. biz daha lüks bir apartmana taşınmışız, aileler falan var, garajın kapısı otomatik, 10 katlı bir apartman. çöpler alınıyor, kalabak suyunun parasını atabileceğin bir kutu bile var lan apartmanda! daha ne olsun?
ama orospu çocuğu her yerde orospu çocuğudur arkadaş.
her sabah kalkıp kursa gitmek zorundayım. saat 7'de uyanıyorum, erken yatmak zorundayım. 4 gece önce, uyumaya çalışırken, yabancı müzik ezgileri duydum. ama böyle uzaktan uzaktan. ses etmedim, yattım, fazla ses yoktu. bu sonrasındaki gece de devam etti, fakat iki gece önce öyle bir doruğa ulaştı ki, kabusun geri döndüğünü anladım.
kabusum bu sefer bir akustik gitar ve etrafında çığlık çığlığa bağıran bir güruh ile geri dönmüştü. aynı eleman değil tabii ki, fakat durum aynı. elemanlar yine bizden 2 kat üstte ve öyle bir bağırıyorlar ki, çıldırmamanız işten değil.
gitar çalan sözlük yazarları, sorarım size, hiç aynı güruha 4 defa "knockin' on heaven's door" çaldınız mı? ben çalmadım. ama bu piç çaldı abi.
üstümüzdeki teyze, borulara vurmaya başladı sonrasında. tabii biz de duyuyoruz, bu daha da çileden çıkarıcı. sonunda teyze henüz tanımlayamadığım bir cisimle tavanına öyle bir vurdu ki, ses kesildi.
ama asıl sürpriz ertesi gün bizleri beklemekteydi.
o gecenin gününde, kalabak suyu bitmişti, kimse sikleyip para koymamıştı. ev arkadaşlarımdan biri, ketıl'da suyu ısıtıp camın önüne koyuyor, soğur da gece birileri içer diye. sonra kalkıp kendisi içmek istiyor bu suyu.
bir bakıyor, suyun önüne konulduğu cam, sürahi, camın önündeki kül tablaları kusmuk içinde. cennetin kapısını 4 defa çalanlar kusmak için tuvaletin kapısını bulamamış ve camdan aşağıya kusmuşlar.
tabii kıyamet koptu, elemanları tehdit ettik, yöneticiye şikayet ettik, kapıcıya şikayet ettik, bakalım ne olacak sonrasında.