emekli bi general, yeni hayatına bir türlü alışamamış. denetlemelere emirler yağdırmaya alışkın paşa günlerden birgün mahalle bakkalına gitmiş ve şu teklifte bulunmuş
-Seni bir ay süreyle denetlemek istiyorum. Karşılığında da 500 TL vereceğim.
Bedavadan para kazanacağını sanan zavallı bakkal başına geleceklerden habersiz teklifi sevinçle kabul etmiş. Ancak bir hafta içinde Paşa sık sık dükkana gelerek üstelik müşterilerin yanında o kadar çok şeye karışmış ki, bakkal dayanamayıp "paranı da al git" diyerek anlaşmayı bozmuş.
Bu aynı 'ahlaksız teklif'i manava götüren Paşayı manav olumlu karşılamış. Ancak sabrı bakkal kadar bile çıkmamış ve üçüncü gün anlaşmayı bozmuş. Keza kasap da bir gün dayanabilmiş.
Emir verecek ve denetleyecek kimse kalmadığı için sivil hayattaki ilk günleri yine monotonlaşan Paşanın son gözüne kestirdiği esnaf mahallenin ayakkabıcısı olmuş. O da teklifi seve seve kabul etmiş. Fakat.... inanılmaz bir şey olmuş ve bir ay süresince komutanın tüm denetimlerine sabır gösteren ayakkabıcı maaşı haketmiş. Paşa, parayı verirken dayanamayıp sormuş;
-Sevgili kardeşim. Seni gözlerinden öpüyorum. Bu para ananın ak sütü gibi sana helal olsun. Ancak çok merak ettiğim bir şey var. Daha önce bu teklifi bakkala yaptım; ancak bir hafta dayanabildi. Manava yaptım, üç gün dayanabildi. Kasapsa en dayanıksızlarıydı. Ancak bir gün kahrımı çekebildi. Peki, sen nasıl oldu da bir ay boyunca bana göğüs gerdin.
Ayakkabıcı gülerek şu cevabı vermiş;
-Komutanım; ben emekli astsubayım. Dolayısıyla 25 yıl boyunca subayların kahrını çekmeye ve emir almaya alışığım. Bu yüzden sizi ve tavırlarınızı hiç yadırgamadım. Yeterli paranız varsa bu oyuna dilediğiniz kadar devam edebiliriz.