33 numaralı entry de geçen konuşma bu polemiğin yol haritasıdır.biraz dikkatli okursak ''hesabı erkek öder ya da hesabı kadın öder'' yargısının ana hatlarıyla masaya yatırıldığını görürürüz.zaten bu vb konularda en bağlayıcı şey diyalektiktir,yani soru sorup cevap alma üzerinden konunun özüne ulaşma biçimidir.yorumların genelinde şöyle bir kanı var:hesap ödeme konusunun içinde duran iki insan duygusal anlamda değerlendirilmelidir..evet gerçekten de bakış açısı elin kızına elin oğluna yönelmiştir; kimse annesi ya da kız kardeşini bir kadın kategorisine koyup da hesabı polemik konusu yapmaz.ben de olaya herkes gibi duygusal anlamda bakanlardanım bakmak zorundayım.artık toplumda kemikleşmiş, gelenekselleşmiş bir mottodur kadın ve erkeğin hasap ödeme konusundaki yaklaşımları.nasıl geliyorsa öyle gitmeli üstüne...
11 numaralı entrydeki ''veren el alan elden üstündür'' mantığı da hadisenin bir polemik değil de humanist bir eğilim olduğuna işarettir.evet erkeğin şanı 50 liralık bir kadına sahip olmak değildir.evet adam dediğin taşşaklarını gerip konuşan değil kalbinin ebadını karşısındaki hissettirendir.evet erkek dediğin nedenleri düşünmez sonuçlar üzerinden gider.evet erkek dediğin bunları polemik konusu bile yapmaz, masaya yumruğunu vurur!evet erkek dediğin kadın makyajını tazelemeye gittiğinde dünyanın anasını siker!evet bu kadar basit erkek her şeyi yapar eder hatta okadar ki kadınlar macera olsun diye mor kurdele takarak feminizm dernekleri kurarlar!erkek okadar hümanisttir ki tekerleği kadınların ayağını yerden kesmek için bulmuştur.ateşi kadınların cehennemden korumak için yutmuştur...
33 ya da 11 numaralı entry her neyse konuyu derinleştiren; hangisinin vadisinden akmalı, sürüklenmeli ,derya olmalı işte esas mesele o, onu bilmeli...hayatın müşterek olup olmadığı felan kimsenin umrunda değil.ben bir şey bilirim, hep verebildiğin kadar alırsın hep daha fazlasını vermek hep susmak zorundasın yoksa yazar kasanın başından ayrıldıktan sonraki birinci dakika yoksun siliksin...
