ilkbaharın gelmesiyle hava sıcaklığı artar. nice delikanlı ve terbiyeli insanın çiftleşme arzusu bu zamanlarda tavan yapar. parklar bahçeler böyle insanlarla dolar. ama öyle insanlar vardır ki, bunları öldüresi geliyor insanın. bir aile terbiyesi almamış bu sokak insanı, sokaklarda sürttüğü için garip hareketler içinde bulunur. ahlahsızdır bu insan. namuslu kişilerin korkulu rüyasıdır. öyle iğrite, doğrusu irrite olmak üzere, edici bir insandır ki, yiyişirken garip sesler çıkarır. eğer gece ise ve balkonda tek başınıza oturuyor iseniz, insanın içinizde bir tiksinti oluşmasına sebebiyet verir. o sesleri her duyduğunuzda içinizden o kişileri, altında yiyiştiği ağacın üzerine bantlayarak veya zamlayarak yapıştırmak, üzerlerine reçel, yeni nesil için nutella da olabilir, sürmek ve kurda kuşa yem etmek gelir. bir hayvansevmez olarak bunu benim de bunu yapasım geliyor. hatta balkondaki boş bira şişelerini kafalarına patlatmak geliyor. sonra kendime sorasım da gelir. hayvanlar üremek için insanlar ne için sevişir diye... uykum kaçar bir sigara yakar, giderim ağaca yapıştırdığım hayvanın yüzüne üflerim dumanını. sonra üzerinde söndürürüm izmariti. baktım içim rahatlamadı, saçlarını yolarım, sonra da tek mi çift mi derim. baktım içim yine rahatlamadı, tecavüzcü coşkunu çağırırım. sonra polise derim ki kediler çok bağırıyordu, ama onlar kediden de beterdi.*