bizzat ikitelli-bakırköy minübüs hattında istemeden girdiğim diyalog;
minübüs ağır ağır seyretmektedir ve ben inmek üzere olduğumdan yavaş yavaş toparlanırım, kapıya doğru giderim.
- sağda inecek var!
şoför: (o sırada para saymaktadır ve beni takmamaktadır)
- (daha sert bir ses tonuyla) sağda inecek var!!
şoför: (iki adım önümde olmasına rağmen duymamakta ısrar etmektedir)
- (sinirden patlamış bir ses tonuyla) sağda 'inek' var!!!! isteyerek mi çıktı istemeyerek mi tam bir fikrim yok.
şoför: (anında frene basar) ve, noldu noldu çarptık mı?
- bi kapıyı açarmısın
& kapı açılır...
- ve ben yarı sinirli yarı neşeli bir tavırla hızla evime yol alırım, kaçarım.
bu entryden çıkarılacak sonuç: bazı zamanlar mal mülk derdinin, insan derdinden daha önemli hale geldiğidir. özellikle şoförlerde.