danıştay ın adalet anlayışı

entry13 galeri
    8.
  1. danştay'ın 28 şubat'ı sonsuza dek devam ettirecek yapıda yapılandırmasından kaynaklanır. ne zaman cuntacı yargı köşesine çekilir o zaman hukuk'tan bahsedebiliriz. yıllar önce meslek liseliler pozitif ayrımcılığı vardı. çünkü onlar normal liselerden daha az ders görülüyordu. şimdi ise olay tam tersine döndü. yıllarca uygulanan yanlıştı ve 10 sene önce değişinceye kadar sorun yoktu da şimdi eskiye dönüş değil fark kaldırılınca mı hukuksuz oluyor. bilmeyenler için söyleyelim bu katsayı meselesi 12 senedir uygulanıyor. önceden meslek liseliler avantajlıydı. çoğu insan lise 3'te meslek lisesine geçip hem ağır olmayan ders programı ile sınav için boş zamana hem katsayı avantajına sahip olmak için uğraşıyordu. şimdi ise tersine işliyor.

    kendimden bir örnek vereyim. kızkardeşimi yeni faaliyete geçen alman-türk meslek lisesine kaydettirmek için ne çok uğraşmıştık. okul hemen karşımızda olmasına rağmen zor olmuştu. şimdi ise okula kaydedecek öğrenci bulamıyorlar. ders veren almanlar bile memleketlerine döndüler. ordan mezun olan öğrenciler anında iş bulabiliyorlar ve istedikleri üniversiteye girmek için avantajlıydılar. anadolu lisesi ayarında bir okulken şimdi hali harap.

    12 sene öncesinde anayasa falan değişti, bizim haberimiz yok da danıştay mı biliyor bunu?

    kendi istedikleri karar, bağımsız yargı diyen bir arkadaşa da bir çift laf edelim. bir memlekette çoğu insan ne istiyorsa hukuk odur. toplumsal sözleşme dediğimiz kanunlar bu işe yarar. aksine çoğunluğun isteğine karşı kanunlar varsa hata halkta değil kanundadır. demokrasilerde hukuk böyle işler. bağımsız yargı demek devlet ideolojisinden bağımsız, halkın çoğunun isteklerine uygun davranan yargı demektir. bizim yargımız devlet ideolojisini sürdürmek için halka rağmen, meclise ve iktidara rağmen kararlar alıyor. bu bağımsız yargı değil ideolojik yargıdır. bağımsız yargı; bir zümrenin kontrolüne girmemiş çoğunluğun hakkını savunan yargı demektir. şu an yargı belirli bir azınlığın gücü elinde tuttuğu, çoğunluğun haklarını zorbalıkla elinde tutan bir yargı değil mi? o kadar bağımsız ki keyfine göre takılıyor. onu ne engelliyor? şu katsayı iptali için gösterdiği gerekçeli kararda şu kanuna dayanarak, iptal ettik diyor. kanuna bakıyorsunuz. yök tek yetkilidir diyor. yök tek yetkili ise sen neden karışıyorsun diye sorabilecek bir merci yok.

    yıllar sonra danıştay, cumhurbaşkanı değişikliği ile o zümrenin elinden sıyrılınca bakalım ne diyeceksiniz. bu tür adaletsizlikler toplumsal sözleşmeye yani hukuka zarar verir. bir ülkede hukuksuzluk almış yürümüşse insanlar arası kutuplaşmanın önüne geçilemez. kutuplaşma; devletin kontrolünü ele geçiren bir zümrenin demokratik yollardan tasfiyesine demokratik olmayan yollarla karşı çıkmasıyla ortaya çıkar. aynen çoğunluğun istediği iktidar partisini kapatmaya kalkan anayasa mahkemesinin yaptığı gibi yaparak... aynen meclisin seçtiği cumhurbaşkanını tanımamak gibi... bir daha söyleyeyim... ülkede hukuk görevini yaparken ideolojik kararlar verip hep bir yana uygun davranmaya başladıysa orda ne hukuk, ne toplumsal sözleşmeden bahsedilemez.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük