fethullah gülen'i sevmem fakat yazı baştan sona saçmalıklarla dolu.
yok efendim suudi arabistan'a giderse öldürülürmüş, islamiyette şeriatta ve kuran'da şeyhlere ve / veya tarikat
liderlerine yer yokmuş... bal gibi gerek vardır. gerçek şeyhlerin kıymeti bilinmediği, kapısının kölesi olunmadığı için islamiyet yanlış yaşanıyor. neyse bu mevzuyu burada bırakıp, başka bir noktaya da parmak basalım
evet allah ile kul arasına kimse giremez. ama birilerinin yol göstermesi gerekir. e oldu olacak peygamberlere de ihtiyaç olmasın. ki bu yazının gittiği nokta o.
necip fazıl kısakürek'in bunun benzeri bir cümlede karşısındakine verdiği cevaba bakalım:
"bir gün necip Fazıl vapurda yolculuk yapıyormuş. yanındaki adam necip fazıl'a 'neden peygamberlere ihtiyaç var. kendimiz allah'ı bulamaz mıyız?' demiş. necip fazıl o sırada gazete okuyormuş. hiç kafasını kaldırmadan: '-o zaman sen neden vapura bindin, yüzerek karşıya geçseydin ya."
hadi küçük suları geçelim, büyük suları neyle geçecez?
(hem fethullah gülen'i sevenler, hem de dindar insanları sevmeyenler tarafından beğenilmeyecek, zamanın ötesine gidecek, anlaşılmayak entry girmek gibi bir başlık açmak istedim şu an nedense. çok kötü durumdayım.*)