nazım hikmet'in "yatar bursa kalesinde" isimli şiir kitabında bulunan 48 bölümden oluşan şiir tarzında yazılmış mektuplar. en çok aklımda kalan kısım 48. bölümdü.
48.
italya düştü.
her gün yeni hadiseler bekliyorum.
ağır gidiyor gibi geliyor bana.
mademki dönemeç göründü artık:
daha hızlı, daha çabuk.
rüzgar gibi, kurşun gibi, yıldırım gibi.
-ha, bana bak,
saçlarımı kestirdim diyorsun,
sebebi bit falan mı?-
burda yeni peygamberler türedi birdenbire:
"ben demiştim, ben görmüştüm, ben önceden söylemiştim, bundan da böyle benim dediklerim çıkacak," diyorlar.
nasıl da utanmıyorlar, şaşırıyorum.
ne böyle birşey söylemişlerdi,
ne de çıkası gözleriolup biteni görebilir.
hani bir ayet varmış:
"biz onların gözlerini perdeledik bakarlar fakat göremezler" gibi bir söz,
-böyle bir şey yok da ben mi uyduruyorum, herneyse-
işte onlar bu haldeler ve öyle kalacaklar...