hayal gücü ve yaratıcılık konusunda yeterince kabız olan senaristlerimizi artık tanzimat dönemi romanlarının kesmemesi sonucu, senaristlerin rus edebiyatına el atması ve dostoyevski'nin "suç ve ceza" romanının ismini taklit etmesidir. her ne kadar romandan esinlenmese de, yine saçmasapan bir senaryoyla ve güzel oyuncularla önümüze konulmuştur. burnumuza kadar töre, köşk dizisine batmış durumdayken, yine aşiretle, imkansız aşklarla, birinin birini sevmesi, diğerinin sevmemesi ama sevmeye mecbur olması, bir yandan da aşkın gözünü kör etmiş birinin peşinde hala onu unutamamış bir kuyruğunun olması gibi klişe üstüne klişe olay örgülerinin bulunduğu bir diziyle daha karşı karşıya kalmış bulunuyoruz. yine de dizi bayağı izleniyor. tamam izlensin ama dizinin izlenmesinin asıl nedeni güzel olduğundan değil, nurgül yeşilçay'ın güzel, murat yıldırım'ın da yakışıklı olmasındandır.