teknosa

entry453 galeri video3
    117.
  1. önce tanımımızı verelim: elektronik ıvır zıvır satan mağaza.

    efendim günlerden cumartesi, yer cevahir teknosa. dizüstü bilgisayarım için bir mouse almak niyetindeyim. neyse bakıyorum biri 16 tl biri 116 tl. ulan diyorum vardır heralde bunun bir hikmeti. aradan 25 tl'ye hoşuma giden bir tane buluyorum. o sırada orada bulunan lacivertli arkadaşa -ki bunlar stajyer satış danışmanımıymış neymiş- soruyorum:

    - afedersiniz bu mouse windows 7'de çalışıyor mu?
    + ee şey çalışıyordur heralde.

    diyerek koşar adım yanımdan uzaklaşıyor. bu arada bende evirip çevirip üstüne bakıyorum kutunun acaba bir ibare var mı diye. bu arada işletim sistemim vista aslında ama merak ediyorum yükseltirsem kullanabilir miyim diye. neyse gidip bir tane turunculu arkadaş buluyorum -bunlardan stajı bitirmişlermiş-. soruyorum tekrar:

    - afedersiniz bu mouse windows 7'de çalışıyor mu?
    + hayır bunlar çalışmaz.
    - peki hangileri çalışır?
    + standda bunların yanında olanlara bakın.
    - baktım ama göremedim oradaki arkadaş ta anlmaıyor sanırım. siz yardımcı olabilir misiniz?
    + ben ilgilenmiyorum orayla.

    denerek koşar adım uzaklaşıldı yine yanımdan. neyse dedim yine doğmamış çocuğa don biçmeyelim nasıl olsa vista'yı destekliyor alır kullanırım. kasaya doğru yöneldim. sıraya girdim. sıra bana geldi ürünü verdim. kasadaki bey "teknosa kartınız var mı?" diye sorunca "var ama yanıma almamışım" diye cevap verdim. "olsun efendim adınızı soyadınızı alayım ben" diyerek kart olmasa da faydalanılabildiğini söyledi kasadaki bey. neyse adımı soyadımı söyledim. arkadaş ürünü okuttu ama bir sorun olduğu hemen anlaşıldı yüzünde. kutuyu evirdi çevirdi, barkod numarasını elle girdi falan nafile. 5 dakika kadar sonra:

    + beyefendi ürünün tanımı yapılmamış kasaya sanırım. ilerdeki arkadaşlara götürürseniz faturanız bilmem ne sisteminden çıkarılacak.

    mouse'yi alıp kıçın kıçın işaret edilen arkadaşların yanına doğru ilerlediğimde mağazaya girdiğimin üzerinden yarım saat kadar geçmişti ve ben bir mouse alacağım alt tarafı. işaret edilen arkadaşların yanına varınca:

    - merhaba. bir mouse aldım ancak kasaya ödemesini yapamadım sanırım tanımlanmamış size yönlendirdi kasadaki arkadaş.
    + o da ne olsa bize attı bugün. (gülüşmeler) * *
    - muhakkak öyle olmuştur. artık şu faturayı alsam da ödemeyi yapsam.
    + tabi ilgileniyorum şimdi. isim alabilir miyim?
    - jamal sellami.
    + teknosa kartınız var mı?
    - (ulan var desem en az 10 dakikama patlayacak) yok efendim.
    + ister misiniz peki teknosa kartı jamal bey. şu şu avantajı var bu bu avantajı var.
    - yok sağolun.
    + adres alabilir miyim acaba?
    - x mahallesi ....
    + o kadarına gerek yok semt söyleyin yeter.
    - bakırköy.

    bu arada arkadan bu sefer beyaz gömlekli bir arkadaş gelerek faturayı hazırlayan arkadaşa:

    * bu fatura için tam adres almalısın.

    uyarısında bulununca faturayı hazırlayan arkadaş bana dönerek:

    + evet x mahallesi demiştiniz.
    - siz de semt yeter demiştiniz.
    + gördük ki yetmiyormuş.

    neyse adresi de açık olarak verdikten sonra arkadaş ta yine bir kıpırdanmalar sıkılmalar vs. başlayınca ben işkillenip sorma ihtiyacı hissettim:

    - bir sorun mu var?
    + hayır efendim sistemle bağlantı kesik sanırım satışı yapamıyorum.

    falan filan bir süre daha bekledim. 10 dakika kadar. fatura yazma işlemi de bir 10 dakika sürünce mağazaya girdiğimden bu yana tam 50 dakika geçmiş oldu. tam bu sırada faturayı hazırlayan arkadaş:

    + efendim bu kasadan satışı yapamıyorum sizi şu kasaya alayım.
    - ya kardeşim alt tarafı bir mouse alacağım ya ülke meselesine çevirdiniz ha.
    + aksaklık için özür dileriz efendim.
    - özür dilemeyin kardeşim iş yapın.

    neyse diğer kasaya gidildi. arkadaş kasaya geçti ve sordu:

    + isim alabilir miyim?
    - (ulan demin verdik ya) jamal sellami.
    + adres alabilir miyim jamal bey.
    - (beno adrese seni alacağım birazdan haberin yok) x mahallesi, y sok, bilmem ne sitesi, no:a, daire:b.
    + teşekkür ederim.

    diyalogundan sonra arkadaş yine kıvranmaya başlayıp arkada bulunan diğer elemanlara seslenerek bundan sonra ne yapacağım, ondan sonra ne yapacağım falan soruyor. belli ki bir boktan anladığı yok. bu arada bir 15 dakika daha geçiyor. mağazaya girdiğimin üzerinden ise toplam 1 saat 5 dakika. artık sinir tepemde ve kızgın bir biçimde söyleniyorum:

    - ne kadar uzadı bu iş beyefendi.
    + jamal bey * ürün indirime girdiği için kodu tekrar tanımlanmamış sisteme. şu anda ürünün satışını yapamıyorum sizi biraz bekleteceğim.
    - yok beyefendi kalsın beklemiyorum, almıyorum da.
    + jamal bey afedersiniz tamamen sistemden kaynaklanan bir sorun oldu.
    - yok arkadaşım 1 saat 10 dakikadır buradayım ve alt tarafı bir mouse alacağım.

    tam bu sırada karşıdan alımlı, hoş görünümlü, güzel bir bayan geldi. kendisi mağazada daha üst düzeyde bir satış temsilcisi miymiş neymiş.

    / buyrun ben yardımcı olayım jamal bey dedi.
    - olun da hanımefendi 1 saattir burada bekliyorum bir mouse alamadık.
    / haklısınız buyrun ben yardımcı olayım.

    deyip başka bir kasaya yöneldik. ulan dedim içimden nereye düştük be. sağolsun hanım kız sorunu 10 dakika içerisinde çözdü ve ürünü faturasıyla beraber aldım. kendisi çalışanları adına özür diledi değerli vaktim için. ben de rica ettim ama içimde kalanları da söyledim:

    - hanımefendi tabirimi mazur görün ama bu kadar odunu buraya dolduracağınıza şuraya işten anlayan 5 kişi koyun yeter. adama harici bellek var mı diye soruyorsun yok biz sadece filipis satıyoruz.

    diyor dedim. içimde kalan bir kaç bir şeyi daha söyledikten sonra mağazadan ayrıldım. bir mouse tam 1 saat 30 dakikama mal oldu. ha bir daha teknosa'ya gider miyim? uzunca bir süre hayır. *
    0 ...