tamamen duyguların önüne barikat kurulamaması durumunda kendini gösteren bir durum olarak; erkeğin kendini hatun kişiye açması kadar doğaldır..
erkekler, gerek yalnızlığı kadınlar tarafından kaldıramamanın, gerek arkadaş çevresi tarafından yerilmenin ezikliğini taşımaktan korktuklarından ya da hakikaten hatun kişiye karşı gerçek anlamda birşeyler hissettiklerini anladıklarında, açılırlar karşısındakinin enginlerine.. denizlerde beraber boğulmak teklifinden başka birşey değildir bu.. şey iken, eşya olmak istemek : çoğullaşmak arzusudur..
ama kadınlar için azımsanamaycak kadar zor bir durumdur bu.. kadınlar, dış çevreden gelmesi muhtemel tepkilerin, kişilik açısından yanlış tanımlara maruz kalmak istemememin bir sonucu olarak kendilerini çekerler çoğunlukla.. çekinirler, karşısındakinden hoşlansa da, bunu bir izzet-i nefis meselesi haline getirir, " hayır ya, o söylemeli bana " diye düşünür ve ertelerler sürekli hislerini.. yürekleri ile beyinleri arasında yapacakları tercihde, reylerini beyinlerinden yana kullanır ve hükmen mağlup olurlar.. defansif oynarlar ve golü yerler...
buradan bayanlara sesleniyorum : kendini kasmayın, seviyorsanız çotanak diye söyleyin, davetiye ummayın.. çevrimdışı görünüp, saklanarak beklemeyin erkeğinizi; açın telefonu konuşun, cesur olun, adamın kafasını bozmayın..