sanatın ne olduğunu bilmeyen, bildiği tek sanat(!) dinlediği şarkıcılar olan, fazıl say'ın türkiye'yi dünya'da en çok tanıtan sanatçı olduğu ve dünya çapında ne denli üstün bir değer sayıldığı konularından bihaber olan aklıevvellerin, "biz kıymalı börek sevmiyoruz" tadında söyledikleri, kendi aralarında eğleşmekten başka bir işe yaramayan cümle.
Siz biliyor musunuz; fazıl say, 5 gün üst üste bir şehirde kalmıyor, biliyor musunuz, her yıl ortalama 250 konser veriyor dünya'nın değişik ülke ve şehirlerinde? Aldığı ödüllerin ve çıkardığı cd lerin (ki çok kısa sürede tükeniyor yurtdışında) sayısız olmasıyla beraber, müthiş piyanistliğinin yanında yine müthiş bir besteci olduğunu biliyor musunuz? bunlar fazıl say'ın sanatçılığının yaratıcılık ve yorumculuk yönlerini ortaya çıkaran özellikler.
Ülke için yaptıkları ise sanatçılığının diğer yönünü ortaya koyuyor. Fazıl say, o kadar işinin arasında, türkiye'deki neredeyse her ilde birçok okulda, özellikle ilkokullarda resitaller veriyor, söyleşiler yapıyor öğrencilerle. Hiçbir maddi beklentisi yok. tek istediği, evrensel müziğin öneminin küçük yaşta kavranması, çocukların düşünsel ve ruhsal gelişiminde müziğin ve diğer sanat dallarının ne kadar önemli olduğu bilincini aktarabilmek.
Bunun yanında toplumsal olaylara duyarsız kalmıyor. sivas katliamını anlatan "metin altıok" ağıtı bunun en büyük göstergesi. Ülkenin değerlerini unutmuyor, unutturmamaya çalışıyor. "nazım" oratoryosu ve aşık veysel konulu eserleri, bunun en büyük kanıtı. ülkesini çok sevdiği ve geleceğini tehlikeli gördüğü için de sitemini dile getiriyor. bütün yönleriyle gerçek sanatın ve sanatçının ne olduğunu görebilenler görüyor, göremeyenler de rober hatemo dinlemeye devam ediyor.