arılar bu balı musa dağ'ın çiçeklerinin özünden, onu ülkenin bütün efkarlı dağlarından ayıran o büyüleyici rahmetten üretirler. neden sadece musa dağ, çoğu gizli çağlayanlar olarak düşen sayısız kaynak gönderiyordu denize ? neden o da, diğer müslüman dağları naulu dağ ve cebel akra değil ? gerçekten mucize gibiydi; sanki gizemli, eski çağlarda, çöllerin oğlu islam tarafından incitilen su tanrısı, hıristiyan dağını bereketli kılmak için bu yalvaran çıplak dağlarından çekilmişti.
sayfa 40.
yaşlı barışçıl binbaşı, askerlerine yönelik ateşli konuşmalar yapmıyor, kendi kendisine sessizce küfredip duruyordu. kaymakama, yüzbaşına lanet okumakta, parçalanabilir dağ topları yerine bu ağır ve hantal obüsleri gönderen bölge komutanına, öncelikle de uğursuz, kambur üçkağıtçı dediği ordu komutanı cemal paşa'ya sövüp sayıyordu. ona göre ittihatçı politik subayların tümü küstah birer vatan hainiydiler. eski sultana karşı komploya girişmişler, yenisini de sarayda tutsak etmişlerdi. kendi kendilerine general, ekselans ve paşa rütbelerini veren gülünç alt rütbeli subaylardı hepsi. eskiden o çapta insanlar yüzbaşı bile olamazlardı. ermeniler konusundaki rezalet de, bu ittihatçı domuzların sayesinde yaşanmıştı. abdülhamit'in saltanat sürdüğü o altın zamanlarda, hıristiyan köpeklere karşı birçok kez katliamlar yapılmış, ama bunların hiçbirini kendisi gibi yüksek rütbeli bir kurmay subay yürütmemişti. (yazar birçok kez karakterler ağzından ittihatçılara hakaret ettirmekte, bu da onlardan biri. ayrıca enver paşa için de kadın gibi kirpikleri benzetmesini kullanmakta).